Usta edebiyatçı ve Türk solunun öncü isimlerinden Vedat Türkali, yazdığı kitaplara yıllardır edebiyat ve siyasi çevrelerden gelen sonu gelmez eleştirilere en sonunda cevap verdi. 90 yaşındaki Türkali'nin suskunluğunu bozmasının nedeni ise,
Evrensel Kültür dergisinin Haziran sayısında yayımlanan Barış Yıldırım imzalı
'Tatsız Olaylar'ın Yalancı Tanığı' başlıklı yazı. Yıldırım, yazısında, "
Yalancı Tanıklar Kahvesi biçimsel yapısı açısından başarısız, içerik olarak ise eski solcu amcaların yeni nesillere verdiği vaazları gereksiz kılacak söylemde bir roman (...)" eleştirisini getirip Türkali'yi 'devrimci mücadeleyi yanlış anlatmakla' suçlayınca Türkali de yılların suskunluğunu bozdu ve altı sayfalık bir yazı kaleme aldı.
Varlık dergisinin bu ayki sayısında yayımlanan
Yalancının Yalancısı başlıklı yazısında Türkali, sadece Barış Yıldırım'a değil, adeta kendisini eleştirilen tüm çevrelere karşı birikmiş pek çok cevap veriyor ve hayatı boyunca ne yapmak istediğini, tane tane anlatıyor.
'DEVRİMCİ KALITI KORUDUM'
Türkali, yazdığı yedi romanda yapmak istediğini,
Varlık'taki yazısında şu cümlelerle anlatıyor: "Türk toplumunun 20'nci yüzyıl boyunca yaşadığı serüveni, özellikle 'kıstırılmış kişi' olarak hemen her tarihsel aşamada acılara yazgılı kırılmış emekçi sınıfın devrimcilerini , insan yapılarıyla doğru biçimde yansıtıp geçmişten gelen devrimci kalıtın unutulmasını önlemektir (...) Bugünkü devrimci kuşakların yaşamadığı, bilmediği, bilemeyeceği gerçekleri yansıtıp birikim yaratma konusunda sanat olanaklarından yararlanmak için elimden geldiğince uğraş verdim. Geçmişten gelen devrimci kalıtı tanıtıp korumaya çalıştım (...) Romanlarımı okuyan biri, Türk toplumunun 12 Eylül 1980'e kadar birbirini izleyen aşamalarındaki olayları gerçek tarihsel boyutlarıyla kavrayabilir (...) Gerçek devrimci yazarlık, acılarla dolu bir tarih aşamasından salt kahramanlıkları kutsayan 'töre-şölen' yapıtları üretmek değildir."
TÜRKALİ'Yİ KIZDIRAN ELEŞTİRİDEN...
Yalancı Tanıklar Kahvesi bir döneme yalancı tanıklık ederek, eski solcu amcaların işlevinin önemli bir kısmını yerine getiriyor.
Romanın bir sanat eseri olarak sorunları bu minvaldeyken, bir dönem tanığı olarak sorunları çok daha derin ve deyim yerindeyse 'zararlı'. nRomanın yapısına egemen olan şey yüzeysellikse, dış biçimine egemen olan şey özensizlik.
VEDAT TÜRKALİ'NİN İLKELERİ...
Romanlarımı tüm öteki yapıtlarım gibi emekçi yığınların tarihsel doğruluktaki kavgaları için yazarım. İnsanların kurtuluş yoludur bu. Sanat alanında en güzeli yaratmanın çabasını gösteririm elimden geldiğince...
Gerçek aydınları severim sayarım. Onlardan öğrenirim. Gerektiğinde dayanışma yaparım. Seçkinci ayrıcalık kuruntusuna kapılanlara dayanamam.
Sömürü dünyasıyla ortak yaşamadığım, ekmeğimi emeğimle, okuyucu yığınlarının desteğiyle kazandığım için mutluyum.
Bu kirli düzende egemen erke baş eğenlerden nefret ederim.