Süveyş Kanalı aracılığıyla Kızıldeniz'den Akdeniz'e girdiği bildirilen denizanasının çok hızlı bir şekilde çoğalma yeteneğine sahip olduğu ve en çok turizmin yoğun olduğu Haziran, Eylül ayları arasında görüldüğüne dikkat çekildi. Akdeniz Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. M. Cengiz Deval, zehirlenmelere karşı alerjisi bulunanlarda ciddi klinik vakalar görülebileceğini söyledi.
Deval, özellikle küçük çocukların kıyılara vurmuş denizanalarına elle temas etmemeleri, temas etmişlerse ellerini vücutlarına ve gözlerine sürmemeleri gerektiğini söyledi.
Denizanalarında bulunan yakıcı kapsül hücreleri, deriyle teması sonucunda patlar ve zehrini deriye zerk etmesiyle yanma ve kaşıntı başlattığını anlatan Deval, "Kaşıntı daha sonra yerini acıya ve kızarıklığa bırakır. Su toplama ve kanamada görülebilir." dedi.
CİDDİ YARALANMALARDA HEKİME BAŞVURUN
Denizanasına suda herhangi bir şekilde temas edilirse sudan çıktıktan sonra kesinlikle kaşımamak gerektiğini bildiren Deval, şunları söyledi:
"Patlamamış yakıcı kapsüller varsa deriden bir havlu ile temizlemek suretiyle uzaklaştırılır. Yanan yerin tatlı suyla yıkanması, ilk tedbir olarak yanlış bir uygulama olup böyle bir uygulama, deniz suyu yoğunluğuna sahip patlamamış kapsüllerin yoğunluk farkından dolayı patlamasına neden olacaktır. Denizanasının dokunduğu bölgeyi amonyaklı su veya sirke ile silmek kazazedeyi rahatlatır. Ciddi yaralanmalarda doktora başvurmak gerekir."
Deval, plajlarda geniş gözlü ağlarla koruma bantları oluşturularak ve bu bantlara takılan denizanalarının toplanarak uzaklaştırılabileceğini söyledi. Pek çok denizanasının ya kıyıya vurmuş halde ya da dalgada bulunduğunu anlatan Deval, plajlarda bunların gözlenerek toplanması ve uzaklaştırılması gerektiğini sözlerine ekledi.