Ailesi tarafından önce sezaryene ardından da yoğun bakıma alınmasına izin verilmeyince mahkeme kararıyla tedaviye alınan bebek S.G., Sosyal Hizmetler yetkililerinin onayıyla iki hafta sonra aileye geri verildi. Hikâyesini SABAH'ın duyurduğu ve doğum sonrası başında su toplanınca, kuvöze alınan bebeğin sağlık durumu gayet iyi. Hatta ailesiyle Didim'e tatile gitti. Doğuma kadar her şeyin iyi gittiğini belirten bebeğin babaannesi Saniye G., iddialarını şöyle dile getirdi: "Oğluma normal doğum olacağını, sorun çıkmayacağını söylemişlerdi. Doğum sezaryen olunca oğlum öfkelendi, kendisine yalan söylendiğini düşünerek doktorlarla tartıştı. Daha sonra doğumda bebeğin kafasında şişlik ve kolunda sorun ortaya çıkınca bir devlet hastanesine götürmek istedik. İzin verilmedi. Oğlum da, 'Siz bana çocuğumu nasıl vermezsiniz' diye ikinci kez tartıştı" diye konuştu. Bebeklerinin 15 gün hastane yoğun bakım ünitesinde kaldığını söyleyen Saniye G., şöyle devam etti: "Sonra bebeğimizi çocuk yurduna götürmeye kalkıştılar. Doktorlar bizi parasız zannetti. Mesele para değil. Hem taksi plakamız hem de Yeşilköy'de taksi durağımız var. Sigortamız da var. Bebeği başka doktora gösterebilmek için maddi durumumuz kötü dedik."
'GELİNİN PSİKOLOJİSİ BOZULDU'
Saniye G., yaşananlardan ötürü gelini Eda'nın pisikolojisinin bozulduğunu da öne sürerek şöyle devam etti: "Bebeği almaya gittiğimizde gelinim bebeği almak için ağlayıp üzerine kapanmasına rağmen, görevliler engel oldu. Bebeği vermeyip, yurda götürdüler. Gelinimin bebeği göremeyeceği endişesiyle psikolojisi bozuldu. Şu an psikolojik tedavi görüyor. Bebeğe ise yeşil reçeteli beyin ilacı veriliyor. Kafasındaki şişlik indi, ama ilacı hâlâ kullanıyoruz. Bebeği Çocuk Esirgeme Kurumu'ndan teslim aldık. Oğlum, gelinim ve nurtopu gibi güzel torunum, şimdi bu kötü olayları unutmak ve dinlenmek için Didim'e tatile gitti."
'Kız çocuk, ne olursa olsun zihniyetidir...'
BAHÇELİEVLER Medical Park Hastanesi Genel Müdürü Dr. Çetin Köksal: "Normal doğum sürecinde, bebek anne karnında strese giriyor, bu stres de tıbbi anlamda dolaşım bozukluğu ve kalp seslerinin düşmesine neden oluyor. Bu etkilerin ortaya çıkması üzerine, sezaryen zorunlu hale geliyor. Aile muhtemelen 'kız çocuğu, ne olursa olsun' zihniyetiyle sezaryen istemediğini söyleyince tartışma yaşanmış. Bu olayın maddi boyuttan çok sosyal boyutu vardır. Aile, 'çocuk nasıl olsa sakat olacak, götürelim evde ölsün' düşüncesine sahipti. Üzerimize düşen sorumlulukla savcılığa başvurduk. Bebeğin durumu şu an iyi."