Ürdün'de kadınların kalacakları ve yaşayacakları yeri seçme ve de serbestçe dolaşma özgürlüğü ile ilgili Birleşmiş Milletler sözleşmesinin yürürlüğe girmesi yönündeki karar, radikal dinci grupları ayağa kaldırdı. Tartışmalar, ülkede 1992 yılında onaylanan ancak günümüze kadar çekince konulduğu için yürürlülüğe girmeyen bir BM sözleşmesinin ilgili maddesiyle başladı. Ürdün Kralı Abdullah ve eşi Rania'nın büyük destek verdiği bu karara dinci gruplardan, "Kadının yeri evi ve kocasının yanıdır. BM sözleşmesi şeriat hükümlerine dayalı aile kavramını yok ediyor" tepkisi geldi.
HÜKÜMETTEN GERİ ADIM YOK
Yüksek Fetva Kurulu, Kral Abdullah'ın jet hızıyla onayladığı bu karara karşı, bir kınama açıklaması yayımladı. Açıklamada, "Kadın istediği gibi çalışamaz. Kocasından izinsiz evi terk edip istediği yerde yaşama hakkına sahip değildir" denildi. Ancak bu tepkiler karşısında Ürdün hükümetinin geri adım atmaya niyeti yok gibi... Enformasyon Bakanı Nebil Şerif, "Kararımızdan asla vazgeçemeyiz. Sözleşme metnini çok derin ve kapsamlı bir çalışmayla inceledik. Şeriata aykırı bir durum yok" dedi. Ürdün'de her yıl ortalama 20 kadın namus cinayetine kurban gidiyor. Öte yandan kadın haklarıyla ilgili bir tartışma da İngiltere'de yaşanıyor... Muhalefet partisine mensup bir milletvekili katıldığı bir konferansta, "Kadınlar yalnızca çekici ve güzellerse milletvekili olsunlar. Yoksa bir işe yaramıyorlar" deyince büyük tepki çekti. Muhafazakar Partili Alan Scard'ın bu açıklaması, ülkedeki feminist gruplar tarafından "seviyesiz"
olarak yorumlandı.