Prof. Dr. Örs, her yıl özellikle bayram günleri hastaneye bu tür maddelerden zarar gören çok sayıda çocuk geldiğini belirterek, "Bunlardan kimisi ne yazık ki yaşamını yitiriyor, kimisinde de körlük gibi kalıcı hasarlar oluşabiliyor. Çatapat ve torpil gibi yanıcı ve patlayıcı maddeler ayrıca karaciğer yetmezliğinin yanı sıra böbrek, kalp ve beyine de zarar verebiliyor. Aileler bu konuda çok dikkatli olmalı" dedi.
Yanıcı ve patlayıcı madde zehirlenmelerinin ilk belirtisinin bulantı, kusma ve karın ağrısı olduğunu hatırlatan Prof. Dr. Örs, "Çocuklarda bu tür şikayetler bulunması durumunda vakit kaybetmeden en yakın sağlık kuruluşuna başvurulmalı" uyarısında bulundu. Prof. Dr. Örs, "Küçük çocuklar bu patlayıcıları genellikle çikolata ya da şeker zannederek yiyor. Bu maddelerin ağızdan alınması sarı fosfor zehirlenmesine yol açabiliyor. Bunun sonucu olarak da karaciğer yetmezliğine bağlı ölüm gerçekleşebiliyor. Kimi çocuklar ise bu nedenle gözlerini kaybedebiliyor. Ayrıca böbrek, kalp ve beyine de zarar verebiliyor.
Geçtiğimiz yılki bayramlarda çatapat yediği için 2 çocuğumuz maalesef yaşamını yitirdi. Bu yıl da önceki gün 4 yaşındaki Yusuf Yılmaz'ı aynı nedenden kaybettik. Özellikle aileler bu konuda çok dikkatli olmalı. Çocuklar bu tür patlayıcı ve yanıcı maddelerden uzak tutulmalı. Bayram harçlıkları ile bu tür maddeler almalarına izin verilmemeli" diye konuştu.
Örs, ayrıca bu tür yanıcı ve patlayıcı maddelerin satışının önlenmesinin ölüm ve yaralanmaları azaltacağını da sözlerine ekledi.
