Türkiye'nin en pahalı ressamı Burhan Doğançay'la, "cennetim" dediği Bodrum Turgutreis'teki evinde buluştuk. Duvarları kendi tabloları ile süslü, sade ve bembeyaz bir evde yaşayan Doğançay, "Burada huzur buluyorum, bir gün zamanımın tamamını bu evde geçireceğim" diye özlemini anlatıyor. Tebrik ettiğimiz Doğançay, "Bu sadece benim değil, Türk çağdaş sanatının başarısıdır. Beni değil Murat Ülker'i tebrik edin. Onun adı Türk sanatına altın harflerle yazılacaktır" diyor. Tanışıp tanışmadıklarına ilişkin soruyu, "Ben yokken bir kez müzemi gezmiş. Daha sonra bir yerde karşılaşıp ayaküstü sohbet ettik. Bana Türk sanatının hak ettiği yerde olmadığını söylemişti. Eserimi aldığını duyunca çok mutlu oldum" diye yanıtlıyor. Günlerdir "Mavi Senfoni"ye ödenen 2 milyon 700 bin liranın konuşulduğunu söyleyen Doğançay, "Zannediyorlar ki benim her yaptığım eser 1 buçuk milyon TL ediyor. Yumurta satmıyorum ki... Başyapıtım var, iyi eserim var, kötü eserim var. Öyle sananlara 15 bin TL'den resim vereyim" diyor. Doğançay, ödenen paranın çok yüksek olduğunu dile getirenlere de kızgın. "Bir ülke önce kendi sanatçısına sahip çıkacak ki sonra tüm dünya o sanatçıyı tanısın. Geldiğimiz bu nokta az bile" diye dert yanıyor.
YENİ BİR REKOR MU?
Söz dönüp dolaşıp Doğançay'ın yaşayan en pahalı Türk ressam olduğuna gelince gülümsüyor ve bugünlere gelmek için çok zorluklar çektiğini itiraf ediyor. Sonra da başlıyor öyküsünü anlatmaya: "Resme babam Adil Doğançay'ın teşvikiyle başladım. Hukuk okuduktan sonra eğitimimin devamı için beni yurtdışına göndermek istedi ama geride iki kız kardeşim var, durumumuz da iyi değil. Bana iki şart koştu. Birincisi futbolu bırakmamdı. O dönem Gençlerbirliği'nde oynuyordum. Hemen kramponlarımı ve formamı temizleyip mahalleden bir arkadaşıma verdim. İkinci şartı ressam olmamamdı. Çok düşündüm, kabul ettim. Ama sözümü tutamadım. Paris'te iktisat okumaya başladım ama hiç sevmiyorum. Hem babam bana 'ressam olmayacaksın' dedi, 'resim yapmayacaksın' demedi ki. Sonra karar verdim ve New York'a gittim. Çok sefalet çektiğim günler oldu. Yaptığım resimleri kiramı ödemek için 100 dolara sattım." Doğançay'a en pahalı eserini soruyoruz, cevabı bizi de şaşırtıyor. "Ben Birinci İstanbul Bienali için İstanbul'u nasıl anlatacağımı düşünüp 3 eser yaptım. Biri Sultan Ahmet Camisi'ni anlattığım 'Mavi Senfoni"ydi. Diğeri Kanuni Sultan Süleyman dönemini anlattığım "Muhteşem Çağ." O şu anda İstanbul Modern'de sergileniyor. Bir diğeri ise "Mimar Sinan." Ancak onun kimde olduğunu bilmiyorum. Sanırım birkaç seneye kadar 5-10 milyon TL'den satılmak üzere ortaya çıkar."