Sultan Aydoğan, İstanbul Tuzla'daki bir otobüs durağında beklerken üniversiteli gencin otomobiliyle çarparak ölümüne neden olduğu üç kadından biri. 9 yıldır aynı villada çocuk bakıcılığı yaparak, emekli olan eşine destek vermeye çalışıyordu. 30 yıllık evliliğinden üç çocuğu olan 45 yaşındaki Aydoğan, henüz 2 aylıkken dadılık yapmaya başladığı Can'a kendi çocukları kadar düşkündü. Ancak bir haftadır onu göremiyordu. Grip yüzünden doktor 10 günlük rapor vermişti. Kazanın olduğu gün de izinliydi ancak 9 yaşındaki Can'ı çok özlediğini düşünüp, küçük çocuğa ve annesine sürpriz yapmak istedi. Tüm gün onlarla vakit geçirip özlemini giderdi. Akşam evine dönmek için her gün kullandığı otobüs durağına gidip beklemeye başladı. O noktada kaldırım olmadığı için daha önce defalarca tehlike atlatmıştı. Her akşam "Bugün de eve kazasız belasız geldim. O otobüs durağı günün birinde canımıza mal olacak" diyordu. Sonunda korktuğu başına geldi. Aşırı hız yapan Okan Üniversitesi öğrencisi Berkant Polat, caddeyle aynı zeminde olan duraktaki yolcuların arasına daldı. Sultan Aydoğan ve iki kadın yaşamını yitirdi.
BAKTIĞI ÇOCUĞA SÖYLEMEDİLER
Aydoğan'ın erkek kardeşi Kemal Zeki Ünal, otobüs durağının güvenli bir şekilde yapılmadığını, bu nedenle sorumlu olan Tuzla Belediyesi'ne dava açacaklarını belirterek, "Bölgenin esnafı durumu belediyeye bildirmiş ancak ilgilenen olmamış. Ölüm göz göre göre gelip ablamı bizden aldı. Toplumun zihniyetini değiştirmek gerekiyor" dedi. Annesiyle son konuşmalarını gözyaşları içinde anlatan 25 yaşındaki kızı Nurcan Aydoğan da, "İçinin rahat olmadığını, Can'ı okuldan alıp evine götüreceğini söyledi. 'Halsizsin, gitme' diye ısrar ettim ama dinlemedi. Çok özlediğini söyledi. Ailesi çocuğa annemin öldüğünü hâlâ söyleyememiş. Hastanede deyip geçiştiriyorlarmış. Martta işi bırakacaktı, dinlenmek istiyordu. Gittiğine inanamıyorum, inanmak istemiyorum" diye konuştu.