Bodrum'da, kaybolduktan 35 gün sonra evine yakın bir korulukta öldürülmüş olarak bulunan liseli Ayten Kıvılcım'ın cenazesi haftalar sonra Adli Tıp'tan alınarak Torba'da toprağa verildi. Herkesin kafasında sormaktan bile sıkılıp ürktüğü tek soru vardı: "Ayten'i kim öldürdü?" Ayten Kıvılcım, hazin mi hazin bir '80 günlük devriâlem' sonunda baba evine geri döndü. Genç, cıvıl cıvıl, yaşam dolu bir kız olarak çıkmıştı o baba evinden, oysa şimdi bir cenaze arabasının soğuk koruganlığında, boyaları dökülmüş bir gürgen tabut içinde geldi. Bodrum'un şirin tatil mahallesi Torba'da; eğlenen, gülen insanların şen kahkahalarına alışkın ortam eleme, kedere kesti Ayten'i böyle 'ölü' görünce. Ana babası, teyzesi, halası, tüm yakınları canhıraş feryatlar, ağıtlar, acılanmalarla uğurladı Ayten'i. Herkes, haftalardır İzmir Adli Tıp Morgu'nun buzdolaplarında bekletilen 17 yaşındaki Ayten'in bu can yakan, hüzünlü dönüşünü bekliyordu zaten. Bebeklik çağından beri koşup oynadığı, ağaçlarından erik, kiraz topladığı bahçelerinin orta yerine plastik sandalyelerden bir katafalk oluşturup, oradan "güle güle" dediler bahtsız Ayten'e. Nedendir bilinmez sınıf arkadaşlarından, okul arkadaşlarından, mahalle arkadaşlarından biri bile gelmemişti veda törenine. Acı, tüm gerçekliğiyle yüzünü ön plana çıkarsa da, herkesin kafasında sormaktan bile sıkılıp ürktüğü tek soru vardı: "Ayten'i kim öldürdü?"