Esenyurt'ta 11 işçinin hayatını kaybettiği yangın meydana gelen alışveriş merkezi inşaatı şa
ntiyesinde incelemelerde bulunduktan sonra gazetecilere açıklama yapan Çelik, 11 vatandaşın hayatını kaybettiğini belirterek, ölenlere Allah'tan rahmet, kederli ailelerine sabır diledi.
Olayın gerçekleşme anından itibaren başta vali olmak üzere belediye başkanları, milletvekillerinin olayla yoğun şekilde ilgili olduklarını belirten Çelik, malzemelerin yanmaya çok müsait olması nedeniyle yangının çok kısa süre içinde başladığını ve 10 dakika içinde söndüğünü söyledi.
Çelik, yangını haber alır almaz bölge müdürlüğündeki iş teftişteki müfettişlerin kısa süre içinde olay yerine intikal ettiğini, çalışanların sigortalılık durumlarını değerlendirmek için sosyal güvenlik müfettişlerinin buraya geldiğini anlattı.
Yangın faciası kamerada!
Bakan Çelik, sabah saatlerinde müsteşar başkanlığında, Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanı, İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürü ile Teftiş Kurulu başkanından oluşan bir heyetin de şu saate kadar çalışmalarını sürdürdüğünü belirterek, ''Tabii ki keşke bu olay olmasaydı... Bunlar zaten devletimizin veya bakanlıklarının sorumlu oldğu, yetkililerin yapması gereken görevlerdir, görevlerimizi yapıyoruz ama ölüm olayı olunca tabii ki burada söyleyecek şeyimiz olmuyor'' dedi.
Nüfusa kayıtlı oldukları iller
Bakan Çelik, yangında Bayram Ege Pehlivan, Çetin Çoşgun, Seyfettin Topal, Abdurrahman Demir, Sevdin Özen, İsa Topal, Ahmet Yahal, Barış Kıyak, Hakim Alican, Fatih Acun ve Ahmet Keskin'in hayatını kaybettiğini belirterek, vefat edenlerin 4'ünün Ordu, 2'sinin Sivas, diğerlerinin de Van, Bitlis, Muğla, Bartın ve Tokat nüfuslarına kayıtlı olduklarını bildirdi.
Şu anda otopsilerin devam ettiğini belirten Çelik, cenazelerin ailelerine teslim edileceğini ve cenazelerin memleketlerine gönderilmesi konusunda gerek vali, gerekse belediye başkanlarının yapılması gereken tüm hizmetleri yapacağını söyledi.
Bir gazetecinin ''Çadır olması çok tartışıldı, eksiklikler nedir?'' sorusunu ise Çelik, şöyle cevapladı:
''Bu araştırmalar yapılıyor, olay çok sıcak. Bu anlamda çok bir şey söyleme durumunda değiliz ama böyle bir 40 işçimizin kaldığı bir çadırda, bir olay meydana geldiği zaman karşılıklı çıkış kapılarının olması gerekiyor. Biz şu anda bunun olmadığını yanmayan çadırlardan gördük. Ayrıca malzemeler çok yanmaya müsait, yanıcı malzemeler. Konteynerlerin olduğu bölgede bir sıkıntı yok, böyle olsaydı büyük ihtimalle can kaybı olmadan tahliyesi mümkün olurdu. Bu ve benzeri ilk etapta görülen eksiklikler var. Arkadaşlarım, şu anda bu çalışmayı tamamladılar. Bu iş yeri ile ilgili ruhsatından denetimine kadar hangi noktada olduğunu kendilerinden rapor halinde alacağız ve gerekli açıklamaları daha detaylı bir şekilde yapacağız.''
''Türkiye'nin müstakil İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası'na acil ihtiyacı vardır''
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, Türkiye'nin müstakil İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası'na acil ihtiyacı bulunduğunu belirtti.
Çelik, Esenyurt'ta 11 işçinin hayatını kaybettiği yangının meydana geldiği alışveriş merkezi inşaatı şantiyesinde incelemelerde bulunduktan sonra, gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Bir gazetecinin, ''Ölenlerin yakınlarına yardımda bulunulacak mı?'' sorusu üzerine Çelik, ''Ölüm olayı olmasa da onları konuşmasak devletimiz sosyal devlet, gerek ölüm aylığı gerekse iş kazası neticesinde aylıklar hak sahiplerine bağlanacak. Bir taraftan iş kazasından dolayı aylıklar bir de hak eden varsa, 900 gün, 1800 gün gibi sigortalılığı olanların hak sahiplerine ayrıca ölüm aylıkları bağlanacak. Bu konuda bir sorun olmaz'' dedi.
Belediyelerin ve Sosyal Güvenlik Kurumu'nun definle ilgili ihtiyaçları karşılayacağını da kaydeden Çelik, şöyle devam etti:
''Şunu bütün açıklığıyla ifade etmek istiyorum ki Türkiye'nin müstakil İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası'na acil ihtiyacı vardır. Bakanlık olarak ilk günden bu tasarıyı hazırladık ve TBMM'ye gönderdik. Her şey yasayla çözülmez. Bütün yasal önlemleri alsanız da siz sorumlu bir davranış içinde olmazsanız, yine de bazı olumsuzluklarla karşılaşabilirsiniz ama yasalar da önemlidir. Şu anda mevzuatımız yetersiz mi? Değil ama gelişen dünya şartlarında müstakil bir İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası çok kısa süre içinde inşallah devreye girecektir. Belki de bildirim zorunluluğu olacaktır. Bildirimin neticesinde denetim yapılmadan da burada hiç kazma vurulmayacaktır. Bu müeyyideleri koymamız gerekiyor. Herşeyin telafisi mümkün. Görüyoruz işte, hayatını kaybedenleri tekrar geri getirmek mümkün değil.''
Olayın ardından gözaltı olup olmadığının sorulması üzerine Çelik, idari olarak üzerlerine düşeni yaptıklarını, adli olarak da şu anda çalışmaların sürdürüldüğünü söyledi.
''Hiç bir şey örtbas edilemez''
Bu tür kazalarda müteselsil sorumluluk olduğunu, asıl işveren veya alt işveren gibi bir ayrımın kesinlikle söz konusu olmadığını belirten Çelik, ''Kazalarda asıl işverenin de alt işverenin de sorumluluğu vardır. Çıkacak neticeye göre de bunları yargı değerlendirecektir'' dedi.
Bir soru üzerine Çelik, ''40 kişinin kaldığı bir koğuşta, çadırda, giriş ve çıkışın mutlaka olması gerekiyor. Yönetmelikler bunu emrediyor, çıkış noktasının olmaması büyük bir eksiklik'' dedi. ''Denetim olsa bu eksiklik giderilemez miydi?'' sorusunu Çelik, ''Belki yapılmıştır, onun bilgilerini alacağız'' diye yanıtladı.
Çelik, bir gazetecinin ''Çalışan işçilerin kağıt imzalatılarak ücretsiz izne çıkartıldığı söyleniyor. Bu konuda bir bilginiz var mı?'' sorusuna, ''Şunu ifade edelim. Hiç bir şey örtbas edilemez. Açık söylüyorum, bütün görevliler olup bitenlerin farkındalar. Bir ihmal söz konusuysa bizim o ihmali giderme gibi bir sorumluluğumuz var'' karşılığını verdi.
