Akdemir, yaptığı açıklamada, temmuz ve ağustos aylarında sıcaklıkların mevsim normallerinin üzerinde seyretmesi nedeniyle gençleri kalp krizi riskine karşı uyardı. Kalp krizini kalbi besleyen damarlardan birindeki pıhtılaşma, damardaki yırtılma ya da spazm nedeniyle tıkanması şeklinde tanımlayan Akdemir, hava sıcaklıklarının artmasıyla kalp krizi geçirenlerin sayısında artış olduğuna dikkati çekti. Akdemir, kalp krizlerinin dünyada yüzde 50 oranında ölümle sonuçlandığına işaret ederek, şunları kaydetti:
''Kalp krizine neden olan sebepleri sigara, şeker hastalığı, fazla kilo, yüksek tansiyon, kalıtımsal durumlar, aile faktörleri ve ileri yaş olarak sıralayabiliriz. Mevsim normallerinin çok üzerinde seyreden sıcak havalar, kalp krizi ve ölümleri tetikler. Sıcaklıkların mevsim normalleri üzerinde seyretmesinden dolayı, vücut ısısının 36-37 dereceyi geçtiği zamanlarda aşırı su kaybı neticesinde tansiyon düşmeleri, sıcaklık nedeni ile kanın pıhtılaşma sistemindeki değişiklikler ve kan damarlarının iç kısmını döşeyen endotel hücrelerindeki bozukluk sebebiyle kalp krizi yaz aylarında daha çok tetikleniyor.''
Sıcaklığa bağlı kalp krizlerinin gençleri daha çok etkilendiğini vurgulayan Akdemir, Türkiye'de kalp krizi görülme yaşının 45-65 olduğunu, aşırı sıcaklar nedeniyle 20-25 yaş grubuna kadar düştüğünü ifade etti.
''10.00-16.00 saatleri arasında dışarı çıkılmamalı''
Prof. Dr. Akdemir, sıcak havalarda vücudun sıvı dengesinin bozulması nedeniyle terlemenin aşırı miktarda arttığını belirterek, bol miktarda su tüketilmesi gerektiğini bildirdi.
Mümkün olduğunca vücudu örten kıyafetlerin giyilmesi gerektiğine dikkati çeken Akdemir, ''10.00-16.00 saatleri arasında dışarı çıkılmamalı. Aynı saatlerde denize girmek, uzun süre plajda durmak ve güneş altında kalmak çok tehlikelidir'' ifadelerini kullandı.
