Sezaattin Yaşar (Alternatif Ulaşımcılar Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği): Derneği kurarken olumsuz tepkinin yanı sıra olumlu tepkiler de aldık. Yasal olarak derneği kurduk. Valilikten izin aldık. Tüzüğümüzde de yasa dışı bir şey yok. Amacımız, toplu taşımada haksız rekabetin önlenmesi ve vatandaşa daha kaliteli bir hizmet sunmak. Eğer bu bir suçsa hepimiz suçluyuz. Müşterilerimiz arasında milletvekilinden polislere, doktorlardan gazetecilere kadar çok sayıda seçkin kişi var. Her bağlanan araçla ilgili bölge idare mahkemelerine başvuruyor, cezaların iptali ile ilgili yürütmeyi durdurma kararları çıkartmaya çalışıyoruz. 100 avukatla çalışıyoruz. Şu anda 250 bin kişi ekmeğini kaybetti, sokağa atıldı. Üstelik bizi tercih eden 3 milyon tüketici var. Yaptığımız hesaba göre taksiciler yılda 358 milyon lira vergi kaçırıyor. Yasa, taksi sahibinin geçiminin taksicilik olması gerektiği söylüyor. Ama plaka sahiplerinin çoğu İstanbul'da bile yaşamıyor, plakalar tekellerin elinde. Aylık 4 bin 400 liraya araç kiralasa, 2 şoför çalıştıran plaka sahibinin cebine yılda 54 bin giriyor. Ama en fazla 2 bin lira vergi ödüyorlar. Biz sisteme dahil olmak istiyoruz. Abone kayıt sistemiyle çalışıyoruz. Müşteriyi bir noktadan alıp başka bir noktaya tarife usulü götürüyoruz. Yani hangi yoldan gidilirse gidilsin cebinden çıkacak parayı biliyor müşteri, 'Dolaştırıldım' kaygısı taşımıyor. Vergiye tabi olmak istiyoruz. Belediyeye ruhsat harcı yatırmak istiyoruz. SGK çatısı altına girmek istiyoruz. Çalışanları şirket çatısı altına sokarak kayıt sorununu da çözelim, çağrı merkezi sistemiyle çalışalım. Biz taksilerden devletin her yıl kaybettiği 358 milyon lira yerine 115 milyon lira vergi geliri taahhüt ediyoruz. 250 bin kişiye ekmek taahhüt ediyoruz. Hukuksal açıdan da sorunların kaldırılması için uğraşıyoruz. Bugün sarhoş araba kullanmanın cezası 650 lira ama korsan taşımacılıkta yapılan işlem bin 950 lira. Hangisi trafik için daha tehlikeli? Bu güdük ve binlerce aileyi mağdur eden yasanın düzeltilmesi gerekiyor. Ersan Kadı ( Korsan taksici): Şarküteri dükkanım iflas edince başladım. 4.5 yıldır sürdürüyorum. Yasal olmak için defalarca yetkililere başvurduk. Fakat hep karşımıza duvar çıktı. Bu yasa çıkınca anladık ki bizimle ilgili düşünülen bir şey yok. Biz de bu yola girdik. Şu anda İstanbul'da sınırlı plaka uygulaması var. Bu ne tüketicinin yararınadır ne da şoför esnafının. Sistem sadece rant sahiplerinin işine yaramaktadır. Sabri Kurt ( Korsan taksici): İşçi emeklisiyim. Korsan kelimesinden de çok rahatsız oluyoruz. Biz kayıt altına alınmak, sisteme entegre olmak istiyoruz. Korsan olmak istemiyoruz. Sarı taksi plakası en son 1991'de ihale edildi, nüfus arttı ama hala yeni taksiler piyasaya çıkmadı.
Call center korsanı bitirir Prof. Dr. Mustafa Ilıcalı ( İBB Belediye Başkanı Trafik Danışmanı): Normalde korsanın yasalaşması diye bir şey olamaz, 'Korsan kim?' diye sorarlar. Çünkü bu şekilde araçların ne kaydı tutulur, ne sayısı bilinir ne de güvenlik sağlanır. Yapılması gereken en önemli şey taksileri İstanbul'da boş dolaştırmamaktır. Ancak bu şekilde korsan taksi ortadan kalkabilir. Belediye Başkanımız Topbaş'a da önerdiğim call-center projesi yakında gerçekleşecek. Bu şekilde taksi istemek için arayan bir kişiye anında en yakındaki taksi yönlendirilecek. Boşta taksi kalmayacak. Fazladan taksi ihtiyacı olup olmadığı ortaya çıkacak. Güvenlik problemleri de azalacak.
Kanun yetmez, denetlenmeli
Hüseyin Aktürk (Taksi şoförü): Kanun çıkarmakla korsanın önü kesilmiyor. Daha sıkı kontrol edilmesi için polise, belediyeye büyük sorumluluklar düşüyor. Bir taksi günde 5 bin lira kazansa bile büyük kısmı yakıta, aylığa gidiyor. Korsancılar ne kazanırsa cebine kalıyor. Devlet korsanı engellesin.
'Alternatif olacaksa helikopter alsınlar'
Yahya Uğur (İstanbul Taksiciler Esnaf Odası Başkanı): Bu arkadaşlar taksi şoförlüğü mü yapmak istiyorlar? Kapımız zaten açık. Başvuranları elimizden geldiğince istihdam etmeye çalıştık. Bu arkadaşlar 'Taksi sahibi olmak istiyoruz, plaka sahibi olmak istiyoruz' diyorlarsa o zaman rant peşindeler demektir. Bu yasa dışı bir talep ve bu nedenle ciddiye alınacak tarafları yok. Talepleri ciddiye alınsa bile bu kez onlar da taksici olacak. Bir farkları kalmayacak. Uzay taşımacılığı falan mı yapıyorlar da alternatif olsunlar. Hiç bir mazeret yaşa dışılığı meşru gösteremez. Bu arkadaşların talepleri de yasa dışıdır, yaptıkları iş de yasa dışıdır. Ucuz taşıdıklarını iddia ediyorlar ama bunu da kabul etmiyorum. O nedenle ciddiye alınır bir taraf bulmuyorum.
Memduh Çınar ( Birleşik Taksi Şoförleri Derneği eski Başkanı ve Şoförmag Dergisi Yayın Yönetmeni): Korsan taşımacılık bir hırsızlıktır ve hırsızlığın resmileşmesi, meşrulaşması mümkün olamaz. Hırsızlığı savunacak bir dernek de kurulamaz. Sektördeki yöneticiler de bu tür derneklerin kapatılması için girişimde bulunacaklardır. Korsan hep ucuz olduğu iddiasıyla yola çıkıyor. Bakın siz bir televizyonu yerinden bin liraya alırsınız ama hırsızdan 500 liraya alırsınız. Ama hırsız vergiyi ve alın terini, çocuğunuzun hakkını çalar. İşte o aradaki fark bunlara tekabül eder. Korsanın yasallaşması söz konusu olamaz.
Bayram Hacıhaliloğlu ( İstanbul Taksiciler Birliği Başkanı): İstanbul'a nüfusa oranla 18 bin plaka veriyoruz, bunun üzerinde plaka vermeyeceğiz denmiş. Bunun üzerine plaka değeri yükselmiş, insanlar evini yurdunu satıp borç ödeyip plaka sahibi olmuş. Yani İstanbul'da fazladan taksiye ihtiyaç yok. Sadece rekabet olsun diye adamlar 15 bin liraya aldığı hususi arabayla korsan taksicilik yapıyor. Bunun önü açıldığı zaman İstanbul'daki özel araba sayısının nasıl artacağını düşünebiliyor musunuz? Vatandaşın mal ve can güvenliği ne olur? O zaman gerçek esnaf arabasının vergisini ödeyemez, evini geçindiremez. Bir de isimlerini alternatif koymuşlar. Biz kara taşımacılık yapıyoruz onlar da alır bir helikopter hava taşımacılığı yaparlar, işte o zaman alternatif olurlar.
