İstanbul Silivri'de yaşayan makine teknisyeni Mehmet Emin Küçükkaya (64), yıllarca makinelerle uğraştığı için emekli olduktan sonra toprakla uğraşmak istedi. Ancak uygun bir arazi alacak bütçeyi denkleştiremeyen Küçükkaya, resim öğretmeni olan kardeşi Ömer Faruk Küçükkaya ile birlikte sahibi oldukları 4 katlı binanın çatısına saksılarla toprak taşımaya başladı. 5 yıl önce saksılara çiçek, domates, biber, asma dikerek özlemini kurduğu bahçeyi oluşturmaya başlayan Küçükkaya, stafordan dev saksılar yaparak, içlerine meyve ağaçları da dikti. Elma, armut, kayısı, şeftali, nektarin, erik, kiraz, vişne, ayva, nar, kızılcık, böğürtlen, muşmula, yenidünya, dut, limon, incir, ceviz, üzüm, yaban mersini, kumkubat, pepino, 120 metrekarelik betonarme çatıda karşılaşabileceğiniz onlarca meyveden bazıları. Domates, biber, salatalık, patlıcan gibi sebzeler ise çatının olmazsa olmazı. Çeşit çeşit papatyalar, menekşeler, güller de bahçeyi zenginleştiriyor. Küçükkaya, bahçesini o kadar genişletmiş ki olabilecek her çeşitten meyve yetiştirmeyi düşünürken, şimdi bir meyvenin 5-10 çeşidini yetiştiriyor. Mesela, kirazın 5 çeşidi, elmanın, üzümün 10 çeşidini üretiyor. Meyve ağaçları ve sebzelerin türü 100'ü geçerken, 150'den fazla da çiçek çeşidi yer alıyor.
ÇATIDA ELMA KOPARMAK
Ağaçlar arasında dolaşırken insan bir binanın çatısında olduğunu unutarak, bahçede gezindiğini sanıyor. Meyve ağaçlarının oluşturduğu patikalardan geçerken, saksıların varlığı unutuluyor. Bina çatısında elma koparmak, pepino tatmak, değişik çiçekleri koklamak ilk başta tuhaf geliyor. Görenler, bu işin mimarını takdir etmeden geçemiyor. Küçükkaya, "İnsanlar her ihtiyacı olduğunda markete koşuyor. Oysa kendimiz de bir şeyler üretebiliriz. Bunun verdiği haz hiçbir şeyde yok" diye konuşuyor.
GERÇEK BAHÇEDE BİLE BU KADAR ÇEŞİT YOK
Mehmet Emin Küçükkaya'nın bahçesinden, marttan kasım sonuna kadar çevreye hep çiçek kokusu yayılıyor. Gerçek bahçelerde bile bu kadar çeşit bitki yetiştirilmiyor.