Edinilen bilgilere göre, İznik ve İstanbul emniyetinden cinayet büro ekipleri, Kenan Öner'in eşini de öldürmüş olabileceği ihtimali üzerine, Bayrampaşa'daki iki katlı müstakil evde kaybolan Canan Öner'in cesedine ait izler arıyor.
Ekipler, Canan Öner'in öldürülüp, cesedinin parçalarının duvarların içlerine konulmuş olması ihtimali üzerinde duruyor. Özel ekipman ve teçhizatlarla kan izlerine ve duvarlardaki sıvaların altında ceset parçalarına rastlama ihtimali üzerine geniş çaplı çalışma yapılıyor.
Yapılan aramalar neticesinde, Öner'in 2005'ten bu yana yalnız yaşadığı evinde kelepçeler ile çeşitli çaplarda elektrikli testereler bulundu. Bulunan aletlerin anne, baba ve kayıp eşinin cinayetinde kullanılmış olabileceği tahmin ediliyor.
Öte yandan İznik'teki evin bahçesinde çıkan cesetlerin yanında bulunan düğüm atılmış naylon ipin, yaşlı çiftin boğularak öldürülmüş olabileceği şüphesini gündeme getirdiği belirlendi.
Ayrıca Canan Öner'in, Fransa'da işlediği cinayetten dolayı eşi bu ülkede cezaevine girdiği sırada, bankadaki işinden ayrılarak özel bir şirkette işe başladığı, bu şirket adına da tefecilere yüklü miktarda senede imza attığı öne sürüldü.
Şirketin batmasının ardından tefecilerin kadının peşine düştüğü, Kenan Öner'in de cezaevinden çıktıktan sonra tefecilerin kendisini rahatsız ettiğiyle ilgili yakın çevresine şikayette bulunduğu, bir süre sonra ortadan kaybolan eşi Canan Öner'in kendisini arayarak, Güneydoğu'da bir yerde olduğunu ve "Beni satıyorlar, kurtar buradan" dediğini söylediği öğrenildi.
Kenan Öner'in anne ve babasının ölümünden sonra yaptığı gibi Canan Öner'in de mal varlığına sahte evrakla el koymaya çalıştığı, hayat sigortasından da önemli bir birikim elde ettiği bildirildi.
EMNİYET EKİPLERİNİN ÇALIŞMASI
Kendilerinden 15 Nisan 2008 tarihinden bu yana haber alınamayan Ahmet Refik ve Emine Öner çiftinin akıbetleri hakkında yapılan birçok çalışma ve araştırmalara rağmen, 2012 yılına kadar sağlıklı bir sonuç alınamadı. Olaydan 4 yıl sonra Nisan 2012'de, İznik Cumhuriyet Başsavcılığı'nın talimatıyla, İznik Emniyet Müdürü Hasan Tolga Sanlı'nın başında bulunduğu özel bir ekip kuruldu. 4 klasörden oluşan dava dosyası bu ekip tarafından en baştan incelemeye alındı.
Özel ekip, 4 aylık bir çalışma sonucu dosyada yer alan ve farklı davalarla ilişkili binlerce sayfa dokümanı inceledi. Kenan Öner'in aynı dönemde annesinin mal varlığına el koymak için sahte senetler düzenlemesi, anne ve babasının akıbetleri hakkında birçok kişiye farklı açıklamalarda bulunması, ifadelerindeki çelişkiler ve elde edilen deliller çerçevesinde, Öner çiftinin oğulları Kenan Öner tarafından öldürüldüklerine ilişkin ihtimali kesinleştirmiş ancak maktullerin cesetlerine ulaşılamaması sebebiyle yapılacak operasyon ötelenmişti.
Ulaşılan bilgi ve deliller ışığında Eylül 2012'den itibaren soruşturma ekibine, Bursa Asayiş Şube Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliğinin bir ekibinin de dahil olmasıyla çalışmalar hızlanmış ve şüpheli Öner, yakın takibe alınmıştı.
OLAY
Kaybolduklarında 82 yaşında olan Ahmet Refik Öner ile 73 yaşındaki eşi Emine Öner'den bir süre haber alamayan komşuları, 21 Nisan 2008 tarihinde polise haber vermişti. Çift, arama çalışmalarına rağmen bulunamamıştı. İznik Cumhuriyet Başsavcılığı'nca ifadelerine başvurulan çiftin çocukları Zeliha Bedel ile Kamil Öner, olaydan kardeşleri Kenan Öner'i sorumlu tutmuştu. Kenan Öner ise suçlamayı reddetmişti. Öner, olaydan bir yıl sonra polis tarafından gözaltına alınmış ancak emniyetteki sorgusunun ardından serbest bırakılmıştı.
Çiftin evinin 500 metrekarelik bahçesinde Haziran 2012'de de kazı yapılmış ve hayvan kemikleri bulunmuştu. Kenan Öner'in, önceki yıllarda, annesi ve babasına ait bazı tapu belgelerinde sahtecilik yaptığı gerekçesiyle "evrakta sahtecilik" suçundan hakkında kesinleşmiş 3 yıl 6 ay hapis cezasının bulunduğu, Öner'in bu suçtan 4 ay cezaevinde kaldıktan sonra tahliye edildiği öğrenilmişti. Çiftin çürümüş cesetlerine ait parçalar, 3 gün önce evlerinin bahçesindeki korulukta gömülmüş olarak bulunmuş, çiftin gözaltına alınan oğlu Kenan Öner, tutuklanmıştı.
Ayrıca, kaybolan eş Canan Öner'in Samsun'da yaşayan anne ve babası da bu süreçte kaybolan kızlarının akıbetinin araştırılması için yetkililerden yeniden yardım istemişti.
