Türkiye'nin en iyi haber sitesi
EMRE AKÖZ

Demokratsız demokrasi nasıl oluyor?

Kavga demokrasi ile bürokrasi arasında" diyorum ya... Hep, aynı itiraz: "Ne yani, AKP çok mu demokrat?"
Şu demokratlık meselesini biraz kurcalayalım. Çıkış noktam öncelikle sosyolojik:
Köylü ağırlığından yeni yeni kurtulan bir toplumuz. Burjuvaların geçmişi en fazla üç kuşak... Piyasa epyedir var tabii ama devlet karşısında özerkleşmiş bir serbest piyasadan hâlâ tam anlamıyla söz edemeyiz.
Osmanlı geçmişimizi ve Cumhuriyetin kuruluşundaki paşa kafasını hesaba katarsak, ortaya demokratik bir zihniyet çıkmıyor: Siyasi kültürümüz tek adamcı.
Güçlü, karizmatik, vizyon sahibi bir lider gelsin, sorunları halletsin istiyoruz.

***
Bu şartlar altında, demokrasi sadece "çok partili siyasi yaşam" anlamına geliyor.
Yani insanlar, farklı ideolojiler çevresinde öbeklenip; "haklarını" almaya, "çıkarlarını" korumaya çalışıyor. O kadar.
Bizde demokrasi, "partiler arası" bir ilişki türünün adı.
Ama örneğin "parti içi" demokrasi neredeyse yok. Olan da pek cılız... Bazen parti içi demokrasi işliyor ama kısa sürede "merkeziyetçi zihniyet" baskın çıkıyor.
Dolayısıyla iki kitap okuyup ideal bir demokrasiye göre Türkiye'deki siyasi aktörleri değerlendirmenin pek anlamı yok.
AKP demokrat değil de, CHP çok mu demokrat? Kemal Kılıçdaroğlu fırıldağa döndü işte.
Unutmadan: Liberal zihniyet de demokrasiyle aynı kaderi paylaşıyor. Kapitalizm istim üzerinde çalışıyor ama liberalizm mafiş.
Siyasi liberalizmin simgesel adı Prof.Atilla Yayla yakınıyor: "İşadamları ulusalcılara, hatta sosyalistlere bile sponsor oluyor ama bizi es geçiyor."

***
Peki demokratın mumla arandığı bu ortamda, nasıl oluyor da kavga demokrasi ile bürokrasi arasında geçiyor?
Çünkü bizdeki bürokrasi öylesine etkin ve otoriter kafalı ki demokrasinin bu yarım yamalak haline dahi tahammül edemiyor.
Bürokrasi siyaseti vesayet altında tutmak için darbesinden Anayasa ihlaline her şeyi yapıyor.
Üstelik bütün bunları "harici" bir aktör olarak değil, Meclis'teki uzantısı olan CHP sayesinde "içerden" de yapabiliyor.
İşte bu yüzden, bürokrasinin siyasi etkisini azaltacak her girişim demokrasi yolunda artı puandır.
Yeni Anayasa paketi yürürlüğe girdiğinde ya da Ergenekon Davası darbecilerin cezalandırılması ile sonuçlandığında, mükemmel bir demokrasimiz olmayacak elbette.
Bu bir süreç: Bugün demokratik ilerleme öncelikle AKP'ye yarayacak; örneğin bürokrasinin fütursuz parti kapatmasına dur denecek.
Yarın başka bir parti iktidar olacak, bu kez onun Anayasa önerisi demokratikleşmeyi ilerletecek.

***
Hayal görmeyin: Hiçbir zaman ideal bir Anayasamız olmayacak. Önemli olan o yöne doğru gitmek...
Anayasa'daki değişiklikler CHP'nin üzerindeki vesayeti de kaldıracak, partiyi özgürleştirecek.
Deniz Baykal ve şürekası gidecek, 1970'lerdeki halka yakın CHP'ye dönüş fırsatı yakalanacak.
Not: Yüzde 10 barajından yana olmamı "Bu ne biçim demokratlık" diye eleştirenler var.
Ne yani, demokrat olacağız diye, bürokrasinin kendi isteklerini güçsüz koalisyon hükümetlerine dayatmasına izin mi verelim? (Ülkeyi seçilenler değil, atananlar yönetecek ama o arada biz fevkalade demokrat olacağız.)
Ayrıca AİHM, Türkiye'deki yüzde 10 barajının temel haklara aykırı olmadığı kararına varırken, istikrarsızlığa ve aşırı derecede bölünmüş parlamentonun işlevsizleşmesine vurgu yapmıştı.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA