Türkiye'nin en iyi haber sitesi
EMRE AKÖZ

Bu işte bir bit yeniği var

Avrupa Parlamentosu'nun Dışişleri Komisyonu 8 Mart'ta ilginç bir Türkiye raporu yayınladı.
Raporda, Türkiye'nin son 10 yılda çeşitli alanlarda gösterdiği gelişmeler övülüyor... Buna karşılık demokratikleşme, askerin sivil denetimi, ifade özgürlüğü gibi konularda eleştiriler yer alıyordu.
Ancak raporu ilginç kılan, bunlar değildi. Metindeki 10'uncu maddeye eklenen bir bölümdü asıl şaşırtıcı olan...
Söz konusu madde... Esas olarak, askeriyenin sivil-demokratik denetimiyle ilgili çağrıları kayda geçiriyordu. Bunların tamamı hep bildik istekler ve eleştirilerdi.
Ancak bu 10'uncu maddeye öyle bir ilave yapılmıştı ki... Şimdiye kadar şahit olduklarımızdan çok farklıydı.

Dam üstünde saksağan

Avrupa Parlamentosu, Muhafazakârlar ve Reformistler Grubu Başkan Vekili, İngiliz parlamenter Geoffrey Van Orden'ın yaptığı öneriyle, metne şu cümle ilave edilmişti:
"Avrupa Parlamentosu, Türkiye'nin NATO üyeliğinin önemini de göz önünde tutarak, Silahlı Kuvvetlerin süregelen seküler ("laik" de denebilir) bütünlüğünün ve operasyonel kabiliyetinin garantiye alınmasının gerektiğini vurgular."
(Not: Teklifi kabul edilen Van Orden eski bir asker. Gençken askeri istihbaratta çalışmış. Görev yaptığı yerler arasında Almanya ve NATO'nun Brüksel'deki karargâhı da var... Daha sonra da Muhafazakâr Parti'den siyasete atılmış.)
İşte bu ilave çok tuhaftı. Çünkü "güzel güzel" sivil-demokratik denetimden söz edilirken... Ani bir dönüşle konu NATO'ya ve TSK'nin laikliğine getiriliyor... Sanki Türk ordusunun operasyonel kabiliyetinde bir zaaf varmışçasına garantiye alınmasından dem vuruluyordu.

Hem de bu dönemde!
Dikkatinizi çekerim:
Bu ilave... Türkiye'nin ve TSK'nın NATO yükümlülüklerini yerine getirdiği... Bu uğurda Afganistan'da 12 şehit verdiği... NATO'nun füze kalkanının Malatya'ya yerleştirildiği... Türkiye'nin müttefikleriyle birlikte katıldığı operasyonlarda daha etkin olabilmek için uçak gemisi almayı düşündüğü bir dönemde metne yazılıyordu...
(Not: Diyelim ki Türkiye bunları yapmıyor ve NATO'daki müttefiklerinin canını sıkıyor... Bunun konuşulacağı yer Avrupa Parlamentosu'nun raporumu mu Allah aşkına?)
Ordunun seküler bütünlüğüne gelirsek... Hükümet ile Genelkurmay'ın en ahenkli çalıştığı dönemlerden birindeyiz. Bu ordunun Tayyip Erdoğan, Abdullah Gül ve eşlerine neler ettiği henüz unutulmamışken... Harp Akademisi'ndeki 800 subay, Başbakan Erdoğan'ın geçenlerde yaptığı konuşmayı ayakta alkışlamadı mı? (Not: Bu durum tabii ayrıca tartışılmalı!)

Kapıdan kov, bacadan al

Velhasıl, Van Orden'ın rapora eklettiği cümlenin, hiçbir geçerli sebebi bulunmuyor. Peki, o halde bu ilave niye yapıldı?
Daha da ilginci... Mesela "soykırım" dendiğinde Brüksel'i ayağa kaldıran Ankara... Bu rapor karşısında neredeyse sessiz kaldı. Tabii mırın kırın edildi, "Bize haksızlık yapıyorsunuz" filan denildi ama o kadar. Rapor bugün (29 Mart) Avrupa Parlamentosu Genel Kurulu'na gelecek ve büyük ihtimalle bu haliyle kabul edilecek.
Böylece ortaya "Türkiye sivilleşsin, demokratikleşsin ama askeriye de özerkliğini korusun" diyen, vesayeti kapıdan kovarken bacadan içeri alan, tuhaf bir metin çıkacak.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA