Türkiye'nin en iyi haber sitesi
EMRE AKÖZ

Sanatın 'güzel' olması şart mı?

Delikanlı, "Cesur adammış..." diye seslendi kız arkadaşına, "her ressam sarı rengi oraya koyamaz..." Sakıp Sabancı Müzesi'nde açılan Monet'nin Bahçesi adlı sergideydik.
Halbuki olay başkaydı: 'İzlenimcilik' (Empresyonizm) akımının babası Claude Monet'nin (1840-1926) gözleri 65 yaşından itibaren bozulmaya başlamıştı. Nükleer katarakt teşhisi konulacak olan Fransız ressam, renkleri farklı algılıyordu.
Beyaz, yeşil ve maviyi, sarı rengin topraksı tonlarında görmeye başlamıştı. Zamanla renkler yoğunluklarını da kaybetmeye ve dağılmaya başladılar.
Bu da resimlerinde soyut bir etki yarattı.

'Nahoş' da çekici olabilir İlginç
olan şu:
Monet daha sonra ameliyat oldu; görme gücü ve kalitesi epey düzeldi.
Ancak sanatçı, eski resimlerine bakıp, "Ne kadar saçma işler yapmışım" demedi, onları da sahiplendi. Çünkü...
Bir izlenimci olarak, ışığın etkilerini araştırıyordu.
Bu resimler ışığın olağan algılarımızın ötesinde, zihinsel kurgularla da ilgili olduğunu ressama göstermişti.
Türkiye'de sanat deyince birçok kişinin aklına, duyguları okşayan, çevreyi süsleyerek güzelleştiren bir etkinlik geliyor.
Halbuki sanatçı, beş duyunun, zihnin ve hislerin oyunlarını açığa çıkarmak için de uğraşabilir. Ve buldukları hiç hoş olmayabilir.
Bu konuda, Proust Bir Sinirbilimciydi adlı kitabı tavsiye ederim.
Not: Monet sergisi 6 Ocak 2013'e kadar sürecek. İmkanı olan kaçırmasın. Sonra da Emirgan'da Boğaz'a bakarak çay içebilirsiniz.

Komşudan hiper-realizm geldi
Yunanistan
ciddi bir ekonomik krizde...
Önümüzdeki beş yıllık süreçte, bugün faraza ayda 6 bin euro kazanan bir belediye çalışanı, 3 binle yetinmeye başlayacak.
Bu şartlarda sanatı kim önemser? İnsanlar ve kurulular içine kapanır. Ama pes etmemek, yeni arayışlara girmek gerekir. İşte küçük bir örneği...
Yunanistan İstanbul Başkonsolosluğu'ndaki kültür merkezi Sismanoglio Megaro'da (S. Konağı) 41 genç çağdaş sanatçının eserleri, Dışadönüklük adıyla sergileniyor.
Büyük salona girdiğimde, karşı duvardaki 80x120 cm. boyutlarındaki siyah-beyaz bir çalışma ilgimi çekti. Yarı aydınlık, yarı karanlık kocaman bir erkek suratı izleyiciye bakıyordu.
Kalın kaş telleri, gölgeleri gözün beyazına vuran kirpikler, azıcık uzamış sakallar, burnun yakınındaki bir ben, kurumaya başlamış dudaklar... Ve tedirgin edici bir bakış.

Şaşırttın beni Vasili!
"Basit ama etkili bir fotoğraf..." diye düşünerek yakınına gittim: Meğer karakalemle yapılmış!
Sanatçı Vasili Poulios (39), adeta devasa bir büyüteç tutarak, yüzdeki bütün ayrıntıları ince ince işlemişti kağıda... Fotoğraf efektli resim yepyeni bir anlatım biçimi değil elbette. Örneğin Taner Ceylan'ın şiddeti ve cinselliği işleyen böyle hiper-realist (ve renkli) çalışmaları var.
Yine de ben Poulios'un mütevazı siyahbeyazını beğendim.
Bir de İstanbul Kültür Sanat Vakfı'nın ilkini düzenlediği Tasarım Bienali var gündemde.
Kentsel dönüşüm politikalarının ve bilhassa Taksim Meydanı'nın yayalaştırılmasının tartışıldığı bu dönemde, küratörlüğünü mimar Emre Arolat'ın yaptığı Musibet adlı sergiyi mutlaka konuşmalıyız.
Yakında...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA