Suriye'de iç savaşın başladığı 2011 yılından bu yana savaştan kaçarak ülkemize sığınan Suriyelilerin sayısı 3,5 milyon. Esed'in varil bombaları ve savaş uçakları ile katliam yaptığı kentlerden göç eden mazlumların 4 milyonu ise İdlib'de yaşıyor. Ve şimdi uluslararası kamuoyu ve gelişmiş Batılı ülkeler, bu 4 milyon insanın endişeli bir şekilde kendi akıbetini bekleyişini seyrediyor.
Başını ABD'nin çektiği Batı koalisyonu, sadece Esed'in bir kez daha kimyasal silah kullanmasını beklediğini açıklarken Esed'in, Rusya ve İran'ın desteği ile İdlib'de 'geleneksel' silahlarla, bombalarla soykırıma girişeceği belirtiliyor.
Öldürülenlerin ve öldürülecek olanların Müslüman olması, bu ülkeler için tolere edilebilir bir 'denge' olarak görülüyor maalesef.
***
Dünyada, Ortadoğu'daki gelişmeleri takip eden tüm siyasiler, gazeteciler, aktivistler ve ekonomistler aynı şeyi söylüyor. Suriye iç savaşından Suriye'den sonra en çok etkilenen ülke Türkiye oldu. Milyarlarca dolarlık zarar gördü Türkiye.
ABD'nin 6 bin TIR silahla terör örgütü PKK'yı, İran'ın Haşdi Şabi'yi, Rusya'nın Esed'idesteklediği bir ortamda, 3,5 milyon Suriyeliyi barındıran Türkiye daha fazla seyirci kalamadı.
Sahaya inmedikçe sözümüzün ağırlığının kalmadığını gördük ve Suriye'de en azından sınırımıza yakın bölgelerdeki insani krizlerin önüne geçmek için Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı Harekâtlarını gerçekleştirdik.
***
Türkiye başarıyla sonuçlandırdığı bu operasyonların ardından Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı harekât bölgelerinde hızla altyapı çalışmalarına başladı. Oradaki şehirleri, yollarından, okullarına, camilerinden parklarına kadar yeniden ayağa kaldırdık.
Ve son iki yılda tam 260 bin Suriyeli misafirimiz huzur ve güvenliğin tesis edildiği bu bölgelere geri döndü. 60 bin Suriyeli, geçen yıl Ramazan ve kurban bayramlarında, 50 bin Suriyeli bu sene ramazan ve kurban bayramlarında, 150 bin Suriyeli de Fırat Kalkanı bölgesindeki evlerine geri döndü.
***
Türkiye, güvenli alanları genişletmenin ve geri dönüşleri hızlandırmanın çabasını güderken İdlib kriziyle Türkiye bir kez daha, büyük bir göç dalgasına ve insani trajediye muhatap edilmek isteniyor.
Şimdi Esed ve Rusya'nın, saldırılardan kaçan milyonların 'yeşil otobüslerle' nakledildiği İdlib'e yönelik saldırısı gündemde. İdlibliler ve tüm dünya kamuoyu Tahran Zirvesi'nde gördü ki İdlib'deki masum sivilleri, maalesef Türkiye'den başka dert edinen ülke yok…
