Trump, Birleşmiş Milletler'de yaptığı konuşmada yüksek petrol fiyatlarını eleştirdi... Oysa ki Amerika, İran'a yeniden yaptırım uygulamasaydı petrol fiyatları bu kadar yükselmeyecekti...
Görünen köy kılavuz istemez misali, İran eskiden olduğu gibi petrol satabilse global petrol fiyatları normale dönecek! Hatta bu durum bölgesel barışa bile hizmet edecek. Mesele budur. Bu kadardır.
Bunu gören AB, Amerika'nın İran'a yönelik yaptırımlarına rağmen Tahran yönetimiyle anlaşmaya çalışıyor...
Evet, BM'nin 73. Genel Kurulu'nda Fransa, Almanya, Rusya, İngiltere ve İran bir araya geldi. Yapılan mini zirve sonrası, Tahran yönetimiyle ticareti sürdürmek için özel ödeme kanallarını da içeren yeni bir mekanizma oluşturulacağı falan açıklandı... Anlayacağınız Amerika kendi kalesine gol atmaya çalışıyor. Lütfen, birileri bunu conilere anlatsın...
***
Öte yandan, yabancı basına düşen şu haber dikkatimi çekti. Sizlerle paylaşmak istiyorum. Geçtiğimiz hafta sonu 20 bin kadın İsviçre'nin başkenti Bern'de büyük bir yürüyüş düzenlemiş. Sloganları ise, "eşit işe eşit ücret" ve "Cinsiyet ayrımcılığına son"muş. İsviçreli kadınlar ülkede kadına yönelik artan şiddet ve taciz olaylarını da protesto etmişler...
Açıkçası, ülkenin gelişmişlik ve demokrasi düzeyinin yüksekliği kadınlara uygulanan ayrımcı politikaları görünmez kılıyor...
Demek ki, İsviçre ne kadar demokratik ve özgürlükçü bir ülke gibi görünse de, bu durum orada yaşayan kadınlar açısından hiçte öyle değil. Buna şaşırmadık. Zira İsviçreli kadınlar uzun mücadeleler sonucunda ancak 1971 yılında seçme ve seçilme hakkını elde ettiler... (Bizde bu hak, kadınlara 1934 yılında verildi.)
Demokrasisi ile övünen İsviçre'nin kendi içindeki bu probleme yaklaşımının ne olacağını zaman gösterecek...
Yazıyı bitirirken bir iki laf çakalım. Bu İsviçre muasır medeniyet seviyesine gelmiş de geçmiş bir memleket değil mi? Demek ki o seviyede kadınlara hakları verilmeyebiliyor, hatta zulmedilebiliyor...
