Mustafa Taha Dağlı

Mustafa Taha Dağlı

01 Ocak 2018, Pazartesi

Türkiye, dünya ve 2018

2017'de DEAŞ, PKK, PYD, FETÖ terör örgütleriyle mücadele ettik. Biz bu mücadeleyi yaparken terörün arkasındaki güçlerin engellemelerine hedef olduk, yılmadık, onlarla da mücadele ettik.

2017'de sivil anayasaya geçtik. Bunu yapıyoruz diye Şubat, Mart, Nisan aylarında topluca üzerimize geldiler, yılmadık, sandıktan sivil anayasa çıkardık.

Terörün her türlüsüyle mücadele ettik, onlara destek verenlerin tehditlerine de pabuç bırakmadık.
Yıl boyunca bizi terör örgütleriyle, vize krizleriyle, 17 Aralık kumpasıyla, AB üyeliğiyle tehdit ettiler, hiç birine boyun eğmedik, bu mücadelelerin tamamından alnımızın akıyla çıktık.

Suriye'de kumpas üstüne kumpas kurdular, onların hain planlarına İdlib operasyonuyla karşılık verdik. Suriye politikamızı ABD'yi hiçbir şekilde işin içerisine karıştırmadan yürüttük, başarılı da olduk. Sınırımızda PKK teröristlerine açılması planlanan koridoru bir kez daha engelledik.

Irak'ta burnumuzun dibinde yasa dışı referandumla yine bizi tuzağa düşürmeye çalıştılar. Biz yanlış yapanları uyardık, sözümüzü söyledik, krizi yönettik, hata yapanlar ise bedelini ödemek zorunda kaldı.

Aramızın iyi olduğu Katar, Suudi Arabistan gibi ülkelerde krizler çıkardılar. Bizi iki arada bir derede kalmaya zorladılar. Bu tuzağa da düşmedik, Katar mı Suudi Arabistan mı yoksa İran mı diye dayatanlara gereken yanıtı verdik. Hiç biriyle ilişkimizi bozmadan, gerektiği anda Katar'a asker gönderme refleksiyle krizin büyümesini önledik.

Filistin'i kaşıdılar, Kudüs gibi hassas bir konuda Müslüman dünyasının nabzını ölçtüler. Türkiye olmasa o nabız duracaktı. Bunu hesaba katmamışlardı. Türkiye uluslararası Kudüs politikası ortaya koydu, Müslümanları bölmeye yönelik tuzağı bertaraf etti, tüm Müslümanları Kudüs çatısında toplayan güç oldu.

Türkiye 2017'de belki de üzerine en çok gidilen, uluslararası kumpaslarla en çok hedef alınan ülkeydi.
Çok şükür tuzakları önceden görüp, hepsine anında müdahale etti.

Şimdi 2018 başladı.
Saldırılar, tehditler, kumpaslar elbette devam edecek.
Kimsenin korkusu yok.
Tüm bunlarla nasıl mücadele edileceğini çok iyi bilen ve o mücadeleyi hakkıyla yapan bir Türkiye var.

Zira 2017'deki saldırı ve tehditlere bakınca, bunların çoğu bertaraf edildi, dedik.
Bunu söylerken şu gerçeği de not ettik, saldıranlar veya tehdit edenlerin çoğu geri adım attı.

ABD, vizeyle bizi tehdit etti, geri adım attı.
ABD, Halkbank davasıyla saldırıya devam etti.
Davanın işi boş çıktı, üstelik ABD'nin FETÖ ittifakı da deşifre oldu.

Avrupa Birliği, 16 Nisan referandumu öncesi saldırdıkça saldırdı.
Sandıktan evet çıkınca istemeseler de durmak zorunda kaldılar.
Türkiye'nin elinde mülteci meselesi olmak üzere bir çok koz vardı, daha fazlasını göze alamadılar.

Almanya, AB'den daha da ileri gitti.
FETÖ, PKK desteğinde uzun süre geri adım atmadı.
Neticede Eylül ayında bir seçim yaptılar, 3 aydan fazla oldu, koalisyon bile kuramadılar.
Şimdi onlar da yavaş yavaş geri adıma hazırlanıyorlar, 2017'nin son günlerinde verdikleri sinyaller, 2018'de güçlü bir Almanya-Türkiye ilişkisine gidildiğini gösteriyor.

SON DAKİKA