Mustafa Taha Dağlı

Mustafa Taha Dağlı

26 Şubat 2018, Pazartesi

PKK-Rejim pazarlığının ABD yansıması

Afrin'de köşeye sıkışan PKK, Esat rejimiyle pazarlığa gitti.
İçerisinde birden fazla mesaj barındıran bir durumla karşı karşıyayız.
Böyle bir denklemin Türkiye'ye olumsuz yansımalarından medet uman kitleler var.
Ama Türkiye rejim yanlısı milislerin Afrin'e daha ilk girme teşebbüslerinde yaptığı müdahaleyle, PKK-Esat pazarlığına gereken mesajı verdi.
Yeni gelişen bu süreç, Ankara'da tedirginlikle falan karşılanmadı.
Aksine Türkiye'nin Afrin harekatındaki hedefinin PKK terör örgütü olduğu vurgulandı.
Yani öncelik PKK'nın sınırdan temizlenmesi. Bunu rejim yapacaksa, buyursun yapsın. Aksi takdirde onlar da Türkiye'nin hedefi olur.

Türkiye açısından PKK-rejim pazarlığının izahatı böyle.
Peki ya ABD?

ABD için PKK-rejim işbirliğinin bir çok açıdan sorgulanması gerek.
Terör örgütünün hamisi onlar.
Koskoca Suriye politikasını neredeyse alternatifsiz şekilde PKK-PYD terör örgütü üzerine kuranlar da onlar.
ABD himayesindeki PKK, Suriye'de Beşar Esat ile işbirliğine gidiyorsa, Afrin'de PKK paçavralarıyla Suriye rejim bayrakları yan yana sallanıyorsa, PKK elebaşının posteriyle, Beşar Esat'ınki aynı duvarlara asılıyorsa, mesaj öncelikle Amerika'yadır.

Şöyle ki, ABD birkaç hafta önce PKK-PYD için 550 milyon dolarlık bütçe ayrıldığını açıkladı.
Yani önümüzdeki yıl Pentagon, bu teröristlere yarım milyar dolardan fazla para aktaracak.
Kaldı ki hali hazırda 5 binden fazla tır dolusu verilmiş silah var.

ABD'nin terör yatırımı şu an ABD'nin Suriye'deki en büyük rakibi olan Rusya ile İran'ın kucağında.
Peki o silahlarla o paralar ne olacak?

ABD'nin Suriye'deki ortağı PKK, bir NATO üyesi olan Türkiye'ye saldırıyor.
Bunu hem Suriye'de hem de Türkiye sınırları içerisinde yapmaya kalkıyor.
ABD için tüm bunlar hiç de problem teşkil etmedi.
Ama şimdi etmesi gerek.
Çünkü ABD'nin Suriye'deki partneri, NATO müttefiki Türkiye ile çatışırken, bir yandan da ABD'nin düşman olarak gördüğü Rusya, İran ve Esat rejimiyle işbirliği yapıyor.

Biz ABD'ye "PKK'ya verdiğiniz silahları geri alın" dediğimizde, ABD Dışişleri Bakanı "ağır silah vermedik ki geri alalım" demişti.
Belki de bu yeni oluşan durum, ABD'nin o silahların peşine düşmesine de yardımcı olabilir.
Ne de olsa silah verdikleri ortakları, düşmanla ittifak etmiş durumda.
Hem silahlar ağır mıymış, hafif miymiş, o da belli olur.

Tabi PKK-rejim işbirliği derken, bunun evveliyatı da var.
Suriye'nin kuzeyine terör örgütünü yerleştiren zaten Esat'ın kendisiydi.
2012'den sonra ABD, PYD'yi kendi himayesine aldı.
Bu süreçte rejim ile PYD arasında çatışmalar da yaşandı. 2016'da Kamışlı'da, 2017'de Deyruzzor'da birbirlerine girdiler. Deyrozzor'da 2 hafta önce de yine rejim milisleriyle PKK çatışması yaşanmış, ABD PKK'yı korumaya alıp, İran ve Rusya destekli rejim milislerini bombalamıştı.

Afrin'deki ortaklığın Fırat'ın doğusuna nasıl suret edeceği de ayrı bir başlık.
PKK Halep'in kuzeyindeki Şeyh Maksut ilçesiyle çevre mahalleleri boşaltıp, rejime teslim etti.
Böyle bir durum Amerikan üslerinin bulunduğu PKK işgalindeki Haseki'ye de sirayet eder mi, bekleyip görmek lazım.

SON DAKİKA