Mustafa Taha Dağlı

Mustafa Taha Dağlı

03 Eylül 2018, Pazartesi

İdlib'te çözüm yolları

İdlib meselesi birden fazla bilinmeyeli denklemler gibi hatta daha bile karışık sayılabilir.
Bugünün meselesi de değil.
Son birkaç yıldır gündemde.
2011'den bu yana delik deşik edilen Suriye coğrafyasında ayakta kalabilenlerin sığındığı, biriktiği bir yer İdlib.

İdlib'te 3 milyon sivil var.
Muhaliflerin kontrolündeki bir bölge.
Ama El Kaide terör örgütü uzantılı yaklaşık 10 bin civarında da silahlı grup var.
Bunlar Türkiye için de terörist, ABD için de Rusya için de.

Esat rejimi, İran ve Rusya'nın derdi bunları temizlemek.
Pek tabi ki Türkiye de İdlib'te El Kaidecilerin barınmasına asla razı gelmiyor.
Ama Amerikan kışkırtmasıyla da 10 bin El Kaideciyi gerekçe gösterip en az 3 milyon sivile katliam yolu açılmasına kesinlikle karşı.

Çünkü bu durum Suriye'de yaklaşan nihai çözüm yerine ateşe odun atılması anlamına geliyor.
Akan kanı durdurmak değil daha fazla dökülmesini sağlamak oluyor.

Bunu 2011'den bu yana yapan güç Amerika'ydı.
Suriye krizinin çözümü için değil her seferinde devamı için hareket eden Amerika'yı gördük.

2016 sonrası Türkiye ile Rusya geliştirdikleri inisiyatifle çözüm odaklı adımlar attı.
Halep'te ateşkes sağlandı.
İdlib çatışmasızlık bölgesi ilan edildi.
Bu uzlaşılarda dikkat çeken farklılık Amerika'nın sürece kesinlikle dahil edilmemesiydi.

İdlib yoğun nüfusu ile ön planda.
Muhaliflerin son kalesi konumunda.
Muhalifler arasında onlarca farklı silahlı grup bulunuyor.
İçlerinde El Kaide uzantılı olanlar da var.
Ve neredeki hangi grubun içinde kim var sorusuna net yanıt verilemiyor.
Bu nedenle İdlib, kimin eli kimin cebinde belli olmayan bir yer durumunda.

O teröristleri arındırmak için top yekun bir saldırı, felakete yol açacak.
Çözüm ise teröristleri ayıklamaktan geçiyor.
Bu çetrefilli bir iş ama imkansız değil.

Çünkü Rusların da İranlıların da Amerikalıların da İdlib'teki bu gruplar içerisine yerleştirdikleri ajanları var.
Türkiye belli ölçüde bilgiye sahip.
Diğerleri de istihbarat paylaşımlarını samimi şekilde yaparlarsa muhaliflerin arasındaki teröristler ayrıştırılabilir, böylelikle İdlib'te hangi noktalarda terör unsurlarının yapılandığı ortaya çıkar ve nokta operasyonlarla kriz çözülebilir.

Tabi eğer böyle bir çözüm istenirse.
Türkiye böyle bir çözümden yana bu nedenle de hem sahadaki asker gücü hem de masadaki diplomasi becerisiyle yoğun bir İdlib mesaisi yapıyor.

Rusya ile bu konuda ortak paydalarımız var. 2016 Kasım'da Halep ateşkesinde bunu gördük.
Eğer Amerika da krizin çözümünü gerçek anlamda istiyorsa üzerine düşeni yapmalı.
İstihbarat paylaşımlarıyla İdlib'teki terörist adreslerini vermeli.
Yok eğer böyle bir çözümden yana değillerse o vakit daha önce Halep ve Astana'da olduğu gibi bu sürecin de tamamen dışarısında tutulmalılar.
Ve sürecin içerisinde yer alan başta Rusya olmak üzere her güç, onların provokatif, kışkırtıcı eylemlerine karşı son derece dikkatli davranmalı.
Böylelikle "İdlib'te endişeliyiz" diyen Amerika'nın samimiyeti de test edilmiş olacaktır.

İdlib'te istihbarat paylaşımı ön gören planın sahadaki aşamasında ise sadece teröristlerin hedef alınacağı limitli bir operasyon yapılabilir. Bu da Rusya ve İran'ın İdlib'teki hassasiyetleri açısından bir samimiyet testi olacaktır.

SON DAKİKA