Mustafa Taha Dağlı

Mustafa Taha Dağlı

08 Ekim 2018, Pazartesi

NOBEL, PKK, DAEŞ

Nobel barış ödülüne layık görülen iki kişiden biri Nadia Murad.
Iraklı Ezidi genç kadın aktivist.
2011'de DAEŞ terör örgütü tarafından kaçırıldı, işkence ve tacize uğradı, 6 kardeşi teröristler tarafından öldürüldü sonra DAEŞ'in elinden kaçıp, kurtularak BM çatısında mülteciler için faaliyetlere katıldı. Özetle hikayesi bu.

Tamam mı?
Hayır çünkü dahası var.
Bir terör örgütü mağduru genç kadın, eyvallah.
Ailesi terör örgütü mağduru ona da eyvallah.
Ama neden bu kadın?

Sadece 2011 sonrası Irak'ta, Suriye'de terör mağduru olan yüz binlerce insan, kadın, çocuk, yaşlı sivil var.
Nadia'dan çok daha vahim hikayeleri olanlar var.
O halde neden Nadia?

Nadia Murad Suriye'de, Irak'ta kimleri destekliyor, kimler tarafından destekleniyor, Nobel barış ödülü kazanmasının ardından çıkan haberlerde bu soruların yanıtı var mı, hayır yok.
Varsa yoksa, DAEŞ mağduru ezidi, genç kadın.

Bir bakın mesela.
24 Ağustos 2016'da Türkiye Fırat Kalkanı harekatıyla Azez-Cerablus'a girip o bölgedeki DAEŞ teröristlerini püskürtüp, PKK-PYD teröristlerinin bu hatta sızmasını engellediğinde Nadia ne yapmış.
Türkiye'yi kınamış.
"Türkiye'nin Suriye'deki saldırılarını kınıyorum" diye açıklama yapmış.

"Türkiye Suriye'de Kürtlere saldırıyor, bu saldırılar DAEŞ'i güçlendiriyor" demiş.
Oysa Türkiye Fırat Kalkanında, Nadia Murad'ın da hedefi olduğu DAEŞ terör örgütü ile mücadele etmiş ve bölgeyi DAEŞ teröristlerinden temizlemişti.

Ama belli ki bu kadını ve onu parlatanları ilgilendiren farklı bir konu var, Fırat Kalkanı harekatında.
O da DAEŞ sonrası o Azez-Cerablus'un PKK'lılara bırakılması planı.
Türkiye DAEŞ'i püskürtürken bölgenin PKK-PYD teröristlerinin eline geçmesini de engellemişti.

Bitmedi.
Türkiye 20 Ocak 2018'te Zeytin Dalı harekatına başladığında Nadia yine sahnede.
Tıpkı PKK'lılar gibi Türkiye'nin Afrin operasyonuna karşı çıkıyor, bu kez.
Hem de BM toplantısında konuşuyor, "Türkiye Afrin'de sivilleri öldürüyor, operasyon durdurulmalı" diye çağrıda bulunuyor.

Nadia Nobel'e layık görülünce onu tebrik edenler arasında da PKK-PYD terör örgütünün destekçileri vardı.

Oysa DAEŞ terör örgütü Irak'ta Ezidi köylerini bastığında o insanlara ırk, din, mezhep, ayrımı yapmadan kapılarını açan tek ülke Türkiye olmuştu.
Bugün Nadia'nın memleketi olan Sincar'da PKK terör örgütü ikinci Kandil'i kurmaya çalışıyor.
Ezidi halkı da tıpkı DAEŞ gibi PKK'nın hedefi.
Çünkü PKK, Sincar'da Ezidilere "ya bize katılırsınız ya da sürgüne gidersiniz" tehdidini savuruyor.
Üstelik PKK, Ezidilerden kurduğu adına da YBŞ dediği terör örgütünü Sincar'da alternatif olarak sahaya sürüyor.

DAEŞ denilen bir terör örgütü çıkıyor, PKK'lılar bunlarla sözde savaşıyor.
Sonra PKK'lılar kahraman ilan ediliyor.
Nobel barış ödülünün asıl hikayesi işte bu.

Ezidi ya da Müslüman fark etmez, Kürt veya Arap, Türkmen de fark etmez, sünni yahut alevi, Nusayri de olsa yine fark etmez, yeter ki samimi, mazlum olsun, Türkiye hepsine sahip çıktı, çıkmaya da devam edecektir. Bir tek terörist, terör örgütü destekçisi olmasın yeter.

SON DAKİKA