Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ENGİN ARDIÇ

Sevmezsin tabii

En çok Nobel alamayan Türk yazarı Yaşar Kemal, "aslında İnce Memed'i hiç sevmediğini" açıklamış...
Yarattığı kahramanlarla bütünleşen yazar biliriz. Flaubert "Madame Bovary benim" demişti (La Bovary, c'est moi!)...
Kahramanının arsenik alıp intihar edişini yazdığı günlerde aynı mide sancılarını çektiği söylenir.
Kemal Tahir de, son yıllarında giderek yarattığı kahramanlarla kuşatılıyor, çevresini onlarla sarılı sanıyor, onlarla konuşuyor, özellikle Doktor Münir'in kimliğine bürünüp karşısındaki gerçek kişiyi onun ağzından eleştiriyordu... (Yeri cennet olası hocam Tahir Alangu, kendisiyle bir tartışmasında "Kemal, bana sen cevap vermiyorsun, Münir cevap veriyor" demişti.) Fakat kahramanını sevmeyen yazar, edebiyat tarihinde bir ilk olsa gerek.
Acaba bir tür pişmanlık mı duyuyor? "Türkiye'de altmışlı yıllara damgasını vuracak 'köylü modasını' başlattığı ve bütün bir gençlik kitlesini etkileyip Türk solunu yolundan saptırdığı için" şimdi dönüp geriye bakınca üzülüyor olmasın?
Tövbe, köylü modası ellili yılların başlarında Mahmut Makal ile başlamış, 27 Mayıs darbesinden sonra iyice gemi azıya almıştı...
Ama bunda Yaşar Kemal'in çok büyük katkısı olmuştu.
O yılların "büyük" yazarlarını yeni kuşaklar hiç bilmezler: Fakir Baykurt, Cahit Atay, Hidayet Sayın... Bugün ara ki bulasın...
Evde kalmış kız kompleksleri içinde bunalıma girmiş solcu aydınlar, evlerinin duvarlarına makrame, bağlama ve "Anadolu motifli" yün çorap asar olmuşlar, evlerini bakır sinilerle, kısa bacaklı yuvarlak tahta masalarla, tahta kaşıklarla donatmışlardı...
Sosyal gelişmenin aslında "köylülükten kurtulup şehirlileşmek" olduğunu göremiyordu hiç kimse... Mao tarzı bir "köylü sosyalizmi" peşinde koşan ahmaklar türemişti...
Acaba Yaşar Kemal, gariban köylüyü, ne garibanı, düpedüz kanundışı bir eşkiyayı "devrimci kahraman" yaptığı için mi pişmandır?
Zengin ağadan alıp fakir köylüye dağıtan bir çeşit "Çukurova Robin Hood'u"...
Acaba, bu eşkiyaya o yılların gözde konusu olan "toprak reformunu" bile yaptırdığı için mi şimdi üzülüyor? (Diğer gözde konular "Amerikan üsleri" ve "milli petrol davasıydı"...) Yoksa işin suyunu çıkarıp, para kazanmak uğruna "takip ciltlerini" de yazmış olmanın, Rambo 2, Rocky 3 gibilerden piyasaya İnce Memed 2, İnce Memed 3 vermiş olmanın utancı mı var içinde bir yerlerde? "Roman olarak çok beğenmem" demiş. Aferin. Doksan yaşına merdiven dayayınca edebiyattan anlamaya başlamış.
İnce Memed'i okumadıysanız, hemen okuyunuz. Sonra Kemal Tahir'in "Rahmet Yolları Kesti" isimli romanını alıp, onu da okuyunuz. İkisini karşılaştırınız. Bakalım hangisinden daha çok zevk alacaksınız?
Sonra da düşününüz, "eşkiya" konusuna hangisi daha sağlıklı, daha gerçekçi (ve de çok daha keyifli) yaklaşmış? Hangisi uçuyor, hangisinin ayakları yere basıyor?
Lise edebiyat öğretmenleri, işte size, çocuklara vereceğiniz mükemmel bir ev ödevi konusu! "Failatün failatün" ezberletmekten herhalde daha iyidir.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA