Tartışın, tartışın, yayından kaldırıldıktan üç ay sonra hiçkimsenin hatırlamayacağı "lagar" bir televizyon dizisini başbakan beğense ne olur, beğenmese ne olur, bunu tartışın.
Çok önemlidir, Kanuni Sultan Süleyman'ın aşk hayatı... Siz olsaydınız Hürrem'e mi yürürdünüz, Firuze'ye mi, yoksa Gülfem'de mi ısrar ederdiniz?
Süleyman Tudor, Henry Tudor'a basar mı? "Turkish Tudors" dizisini savunduğunuza göre...
Zavallı Henry hepi topu altı kadın tanımış, oysa bizim Süleyman yakaladığını...
Başbakana yeni bir anayasa yapıyor diye kızanlarla başbakana istedikleri anayasayı yapmıyor diye kızanlar, Süleyman'ın uçkurunda buluşsunlar.
"Padişahların zevk ve sefa düşkünlüğünü" eleştirmeyi hiç ihmal etmeden padişahın zevk ve sefa düşkünlüğüne arslanlar gibi sahip çıkmak size özgü olsun.
Peki siz Behlül olsaydınız Bihter'e mi takılırdınız, Peyker'e mi, bakın bu da çok önemlidir, madem söz dizilerden açıldı... (Tarihi tercihimi açıklıyorum: Ben Firdevs Hanım'dan başkasına bakmazdım!)
Bu arada yeni anayasa ilerliyor...
Engel olmak için çok çalışıyorsunuz ama ilerliyor.
Yeni anayasada Askeri Yargıtay tarihe karışacak. Yüksek Askeri İdare Mahkemesi de kalmayacak. Birliklerde işlenen suçlara gene yerel askeri mahkemeler bakacak ama temyiz için Sivil Yargıtay'a, yani tek merciye gidilecek.
Yani yargıda "asker ve sivil ayırımı" ortadan kaldırılacak, yargı bütünlüğü sağlanacak.
Biz bildik bileli bunu istediniz ama şimdi "Tayyip yapıyor" diye bunu da beğenmeyeceksiniz...
Gelelim o sivil yüksek yargıya... Anayasa Mahkemesi üyelerinin yarısını başkan seçecek, yarısını da meclis. Bugün on yedi kişiden üçünü meclis seçiyor, geri kalan on dördü YÖK mök gibi yerlerden öneriliyor...
Yani başkan bu yetkiyi meclisle eşit oranda paylaşacak.
Aslında hepsini muhalif basın seçse ne güzel olurdu, değil mi?
Meclise de bu kadar yetki vermemek lazım... Ya mecliste çoğunluk başkanın partisinin eline geçerse? Başkan partili olmasın, meclise de arabesk dinleyenler doluşmasınlar, eskisi gibi yüksek bürokrasi kendi arasında al gülüm ver gülüm işi bitirsin... Hangi kanunun nasıl çıkacağına da emekli bürokratlar "fetva" yöntemiyle karar versinler, bu kararı verirken de gazetelere baksınlar, İstanbul sermayesinin tercihi ne yöndedir?
Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu seçimlerinde meclisin etkinliği arttırılıyormuş, meclis ağırlığını arttıran adama diktatör deyiniz.
Ayrıca, kime oy vereceğini bilmeyen cahil halkın seçeceği adamlarla iş mi yapılır?
Açıkça bunu söyleyemeyince de, Kanuni imdada yetişir.
Niçin bürokrasinin ayrıcalığını elinden alıp halkın temsilcilerine veriyorsun, pardon, Kanuni'nin kimi öpeceğine niçin karışıyorsun?