Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ENGİN ARDIÇ

Tencerenin dibi ve karası

Bu iş olmaz. Bu meclisten yeni bir anayasa çıkmaz.
İktidar blokunun "koltuk sayısı" tutmuyor. Muhalefet bloku anlaşmaya hiç mi hiç yanaşmıyor.
Birinin "kırmızı çizgisi" başkanlık sistemi, ötekinin de "güçlendirilmiş" palavrasıyla süslenen eski sistem.
Meclisin yeni bir anayasa yapabilmesi için en az 360 sayısını tutturması gerekiyor. Belki yeni bir seçimden sonra...
Kaldı ki "halkoyunu" da unutmayalım.
Halkoyuna "gitmemek" için 400 koltuk gerekiyor ki hayal... Üstelik böyle bir durum son yılların moda deyimiyle "etik" de olmaz...
Bir an için Meral Hanım'ın "öbür tarafa" geçtiğini düşünelim, siyasi hayatı ossaat biter. Varlık nedeni ortadan kalkar.
Ya da Muharrem İnce'ye bilmemkaç CHP milletvekilinin kaydığını düşünelim, bunların da tutumu farklı olmayacaktır.
Havanda su dövülüyor, yeni anayasa hayaldir.

***

Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz

Kaldı ki "1921 ruhu" nedir?
1921'de cumhuriyet mi vardı?
"Milli mücadele ruhu" falan tamam da, bu bir "geçiş dönemi" yasasıydı.
Cumhuriyeti kuranlar ve yönetenler, duruma göre ve kendi planları doğrultusunda, anayasayı kaç kere kesip biçtiler...
Otuzlu yıllarda CHP parti programını anayasaya "ankastre ettiler" örneğin! Partiyle devlet iç içe geçti, tıpkı o zamanlar Almanya, İtalya ve Rusya'da olduğu gibi.
Demek ki anayasa ilahi bir kelam değil ve sık sık değişebiliyor.
Bürokrasinin, kendi ürettiği anayasayı iki kere tamamen ortadan kaldırdığını unutmayalım (1960 ve 1980)... Bir kere de köklü değişiklikler yapmıştı (1971)... Dişi kedi gibi kendi yavrusunu boğdu.
Yani bürokrasi değişiklik yapınca olabiliyor, halkın temsilcileri yapmayı düşününce mi hakaretler yağdırılıyor?
"Kuvvetler birliği" ilkesini Atatürk savununca mükemmel, Erdoğan yönelince mi arıza çıkıyor?
Bu da gösteriyor ki anayasalar gökten zembille inmezler, o dönemde toplumda kimin borusu ötüyorsa anayasayı o yapar.
1961 yılında CHP'nin ve basının borusu ötüyordu... O dönemin moda deyimiyle "düşükler"e fikirleri hiç sorulmadı.
Bürokrasinin 1961 ve 1981 yıllarında anayasa yapımında araç olarak kullandığı meclisleri de halk seçmedi! Ne Kurucu Meclis'i, ne Danışma Meclisi'ni.
Bundan utanmıyorlar, anayasayı halkın seçtiği meclis yapsın denilince şarlıyorlar...

***

CHP'nin binlerce başkan yardımcı ve danışmanlarından biri, yeni teklif üzerine bir rapor hazırlamış. Parti yönetimine "tüyo" veriyor.
Bu raporda "iktidar bu teklifiyle il başkanlarının aynı zamanda vali ve belediye başkanı olmasını istiyor" denilmiş.
Bu bana bir dönemi hatırlattı ama, hay Allah, acaba hangisini?
"Milletvekili adayı olacakların cumhurbaşkanı tarafından onaylanmasını" da istiyormuş.
Böyle iki cumhurbaşkanımız vardı, kimdi onlar yahu?

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA