Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HAŞMET BABAOĞLU

İstanbul trafiği... Artık çok geç!

İstanbul'u bilenler için söyleyeyim...
Zincirlikuyu Mezarlığı'nın kapısından yine Zincirlikuyu'daki Tat Towers'ın önüne gelebilmek kırk dakika sürdü.
İstanbul'u bilmeyenlere şöyle anlatılabilir: Kırk adımlık mesafeyi kırk dakikada aştık.
Sanırım, trafik sıkışıklığı tarihinde bir rekor sayılabilir.
Buna bakıp yine "bugünlerde İstanbul'da trafik korkunç" gibi cümleler kurmak da yanıltıcı!
Trafik yok ki, iyisi kötüsü, korkuncu olsun! Bu trafik değil, olamaz!
Zaten iki gündür bakıyorum, emniyetin ve belediyenin trafik görevlileri de ortalarda görülmüyor.
Bazı kavşaklarda, mesela Balmumcu'da biraz görünüp yola çeki düzen verseler, ne iyi olacak!
Ama onları da anlıyorum...
Trafik "yayaların, hayvanların ve araçların yollardaki hareketliliği" demekse, sırf yayalar için bu sıcakta göreve çıkmak gerekmez.
Araçlar hareket edemiyor çünkü!

***

Şakası bir yana "mızmızlanmayın; İstanbul trafiğinde toplu ulaşım araçlarını kullanın" diyenlere de bir çift lafım var.
İlk bakışta hem doğru gibi görünüyor bu öneri...
Ama gerçek öyle değil! İstanbul toplu taşıma araçlarına göre değil, özel araçlara göre büyüyen, hatta böyle bir büyüme modeliyle tasarlanan bir şehir. (Meraklısı, tepav.org'dan Emrah Aydınonat'ın bu konudaki serinkanlı analizini okumalı!)
Son yıllarda olmayacak yerlere büyük konut yerleşimlerini özendirip ve bunların hepsini TEM'e bağlantılandırıp sonra da "toplu taşıma aracı kullanın" demek "laf ola beri gele" mantığından öteye gitmez.
Çünkü özendirdiğin yapılaşma toplu taşımayı değil, bir eve iki, üç aracı gerektiriyor.
***

Elbette Kadıköy'de oturan biri köprü çilesinin had safhaya vardığı şu dönemde Avrupa yakasına geçmek için deniz yolunu değil de, özel otomobilini tercih ediyorsa, aklından zoru olduğunu söyleyebilirsiniz.
Ama Çekmeköy, Kurtköy gibi yerlerden kalkıp Maslak'a gidecekseniz mesela...
İş değişir.
Hem abartmamalı! Özel araçların İstanbul trafiğindeki yeri hâlâ düşük. Toplam yolculuklardaki payı yüzde 23'ü aşmıyor.
Hayır! Hayır! Asıl mesele oralarda değil!
Mesele o ki, köprü tamiratı dolayısıyla esas gerçekle net biçimde yüzleştik. Köprüler çözüm değil, sorunun ta kendisi! Köprüler şehrin çözümsüz sorunlar üreterek büyümesine neden oldu!
Bunu şimdi anlıyoruz anlamasına da, kimsenin itiraf edecek hali yok!
Zaten çok geç!

YAZARIN BUGÜNKÜ DİĞER YAZILARI
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA