Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HAŞMET BABAOĞLU

Zemin harcında ne hukuk ne demokrasi var!

Yassıada hâkimleri ve savcılarının aileleriyle birlikte Savarona yatıyla Boğaz ve Marmara'da özel gezintilere çıkmaları, konakladıkları Heybeliada'da uzun yürüyüşler yapmaları acaba içlerini ferah tutmalarını sağlayabiliyor muydu?
Sanmam.
Çünkü cuntanın kurduğu özel bir komisyonun kurguladığı delillerle, sanıkların savunma yapmalarına bile izin vermeden süren bir yargılama hukuk bilinci ve adalet duygusuyla uyuşmuyordu.
Duruşmalar boyunca arkalarında parmakları tetikte silahlı erlerin durduğu bir mahkeme kurulunun sabık Cumhurbaşkanı ve Başbakan da dahil olmak üzere 15 idam 31 müebbet vermesinin neresi hukuktu?
Doğru. İdeolojik şartlanmaları güçlüydü fakat görevleri ağırdı.
Karşılığında devlet onları yüksek yargı üyelikleriyle ödüllendirdi.

***

Mesela sanıklara "sizi buraya tıkan kudret öyle istiyor" diyecek kadar açık davranan mahkeme reisi Salim Başol Anayasa Mahkemesi'ne üye yapıldı.
Yassıada soruşturma kurulu üyesi İbrahim Hilmi Senil önce Danıştay Başkanlığı görevine döndü, 1962'de Anayasa Mahkemesi üyesi, 1966'da Anayasa Mahkemesi Başkanı oldu.
Savcı Necdet Darıcıoğlu önce Askeri Yargıtay'da, daha sonra Anayasa Mahkemesi'nde görev aldı. 1990'da Anayasa Mahkemesi Başkanı oldu.
Tek tek saymayayım.
Menderes'i ve iki bakanını idam ettirenlerin neredeyse tamamı 1961 Anayasası ile kurulan Anayasa Mahkemesi'nde görev yapmışlardır.
Hani insan işin bu yanı unutulmasın, bilinsin istiyor...
***

Malum Anayasa Mahkemesi'nin örtük görevini "devlet aklı"na dayandırmak isteyenler, hatta Haşim Kılıç'ın son çıkışını da aynı "akıl"la açıklamaya kalkanlar var.
Bu "akıl" hukukun üstünlüğüne mi dayanıyor, yoksa 27 Mayıs'ın siyasal ruhuna mı, bir durup düşünün!
Şimdi 52. yaşını kutladığımız mahkemenin geçen yıllar boyunca aldığı kararların çoğunluğu hukukun müdahaleleri miydi, devletin müdahaleleri miydi?
52 yıl boyunca milletin konumu neresiydi peki?
Mesela TİP, MNP, HEP, RP, HDP, FP kapatılırken, AK Parti kapatılmanın eşiğine gelirken millet bu "hukuk"a bakıp aklından neler geçiriyordu?
Bunları da düşünün!
En doğrusu, yeni bir anayasa yapmaktır.
Milletin anayasasını...
Tartışacaksak, o anayasanın mahkemesini tartışırız.

YAZARIN BUGÜNKÜ DİĞER YAZILARI
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA