Her seferinde aynı plan uygulanıyor.
Bir tezgâh aslında...
Erdoğan ve partisine karşı olan kesime muazzam bir medya rüzgârıyla "bu sefer kazanacaksınız!" gazı veriliyor, "geçen seçimi unut, şimdi her şey farklı!" deniyor.
Hedef kitle çok okumuş, çok elit ve her şeyi daha iyi bilen kesim ya!!!
Öyle halk gibi göbeklerini kaşımadıkları; düzenli biçimde Sözcü ve Hürriyet okuyup bilgilendikleri için her seçimden önce umuda kapılıyor, seçimden sonra hüsrana uğruyorlar.
Eh, bu gaz ve bu haz beyazlar için bir tür siyaset sporu der geçerdik ama planı kuran odaklar uyanık! Onlar için hain bir strateji bu ve her seçimde ilmik ilmik örüyorlar.
Seçim sonrası ipleri ellerinde tutmayı sağlayacak bir meşruiyet ve seçim güvenliği tartışmasının kapısını bu yolla hep açık tutuyorlar.
Hele bu sefer okyanus ötesi medyasından bile destek alan geniş bir kampanya var.
Bu açıdan iki noktayı tekrar tekrar vurgulamak isterim.
Birincisi... Sandık güvenliğini asıl tehdit edenlerin tek bir partiye karşı onlarca partinin "paralel musibet ittifakı" olduğu unutulmamalı.
İkincisi... Seçimden ve tercihini oyla belirlemekten yorulunmaz. Onlarca yıl muhteşem bir demokratik zarafet ve hakiki bir sabırla bekledikten sonra siyaset sahnesine çıkan sessiz çoğunluğun artık şu veya bu bahaneyle sandığa gitmekten uzak durması, hiç olacak şey mi!