Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HAŞMET BABAOĞLU

Irak mı? Yok ki!..

Irak, Irak, Irak...
İki binlerin başlarını andırıyor.
Günlerimiz yine sürekli "Irak"tan bahsederek geçiyor.
Fakat fark ve mesele şu ki, aslında Irak yok!
Beşeri, kültürel, siyasal olarak 2003'ten beri her gün biraz daha çoraklaştırılan bir coğrafyaya Irak demek bir yanılgıdan ibaret...
Nostaljik bir yanılgı.
Yani bugünü görmezden gelip geçmişe takılıp kalma hali.
O halde 2003'te ne olduğuna baştan bakmak gerekiyor.
DAEŞ'i, Barzani'nin çekincelerini, Musul operasyonundaki tuhaflıkları, Bağdat'ın bir başkentten çok Ortadoğu'yu darmaduman etmek için ateşlenecek bir fitili andırışını iyice anlamak istiyorsak...
2003'ün hemen ertesine bakmalıyız.
Yoksa "demokrasi götürdük" palavralarına değil.

***

Yanlış anlamayın!
Öldürülen Iraklı sayısından veya El Gureyb'den söz etmeyeceğim. Meraklısı google'a bakar hemen öğrenir.
Gidenleri değil, kalanları...
Irak'ın daha o günlerde hücrelerinden başlayarak nasıl yok edildiğini hatırlamanızı istiyorum.
Mesela Irak Koalisyon Güçleri'nin üst düzey komutanlarından Frank Willis'in daha sonra senato soruşturmasında söyledikleri net fikir veriyor: "Irak o günlerde dolar denizinde yüzüyordu.
Öyle dolar yağıyordu ki, şaka değil, 100 dolarlık banknotları top yapıp futbol oynuyorduk.
Vahşi Batı günlerinde gibiydik.
Kimsenin aklına bile getiremeyeceği şeyler yaşadık." Bu dolarlar nereye gitti? Her yere...
Ve tabii ayrılıkçı güçlere, milislere, gruplara, cemaatlere de...
İşgal sonrası usulsüzlükleri sorgulayan komisyonun savcısı Alan Grayson ise şöyle anlatmıştı: "Orada ABD yasaları geçmiyordu.
Irak yoktu, dolayısıyla Irak yasaları da yoktu. Herkes herkesi vuruyor; herkes herkesi soyuyordu." Irak'ın bitişi o günlerde tamamlandı, gerisi palavra!
Sadece Saddam yönetiminde değil, beş asır boyunca o topraklarda iktidarı elinde tutan Sünni bürokrasinin tasfiyesi sadece iki haftada bitirilmişti.
O kesim için tek açık kapı bırakmışlardı: Yol önce Felluce direnişine, sonra El-Kaide unsurlarına, en sonunda da DAEŞ komplosuna alet olmaya kadar uzandı.
Şii çoğunluk ise top yapıp oynanan dolarların ve sağdan soldan çekiştirenlerin etkisiyle yakın gelecekteki kargaşa ortamı için hazır tutulan çetelere dönüştürüldü.

***

2003'ten bu yana o topraklarda olup bitenler hakkında sayısız gazeteci ve uzman sosyal bilimcinin kitabını okudum.
Kanaatim açık.
Irak, bir deney laboratuvarı gibi kullanıldı.
"Küresel merkez" bu ülkeye bir masanın üzerine kurulmuş deney maketi gibi baktı hep.
Peki, deney neydi?
İşte onu konuşmak lazım.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA