En iyisi...
Şu bayram günü...
Söyleyeceklerim için yumuşak bir giriş yapayım.
Ege kıyısında güzel bir bahar günüydü...
Küçük kasabanın çarşısında elektronik ıvır zıvır satan bir dükkana uğramıştım.
İçerde birkaç genç laflıyordu. Beni görünce futboldan bahis açtılar, "bıraktım" dedim, "bence siz de bırakın!" İçlerinden biri "Peki bizim halimiz ne olacak abi?" dedi, "Kimse CHP'den memnun değil... yerelde belediyesinden, genelde politikalarından memnun kimse yok ama herkes gidip yine ona veriyor..." Yüzlerine baktım, kapana sıkışmış gibi bir rahatsızlık ifadesi yerleşmişti hepsine.
Yaşı otuzlarındaki, ötekilerden daha görmüş geçirmiş dükkan sahibi bir ara mırıldanır gibi şunları söyledi:
"Dışarıdan gelip kasabaya yerleşen solcu reklamcı ve akademisyen takımı malı alıp götürdü, biz artık parti binasına bile giremiyoruz." Dışarıda insanın içini ısıtan güzel bir güneş vardı. Şarj kablosu almak için içeri giren gri kısa saçlı hanımefendi de sohbetten hiç hoşlanmayıp homurdanınca gençlerle vedalaşıp çıktım.

***

Birkaç gündür Egeli gençlerle o ayaküstü sohbetimizi hatırlıyorum.
Nasıl hatırlamam!
Farkındasınızdır...
CHP'nin bir yandan kendini dönüştürürken, bir yandan da seçmen tabanını "zehirleyişi" çok hızlı biçimde ilerliyor.
Mehmetçik'in Suriye'de çok ciddi bir operasyonda olması, şehitlerimiz ve milli görevlerin öne çıkışı bile CHP'nin hızını kesmedi.
Görüyorsunuz işte!
CHP'li emekli amiral ekrana çıkıp PYD/YPG hakkında Fransa Cumhurbaşkanı Macron gibi konuşuyor.
PYD'yi terör örgütü olarak görmediğini söyleyen eski vekili şimdi çok konuşuyoruz ama unuttuk mu; bunu bizzat genel başkanları Kılıçdaroğlu da söylemişti.

***

Şu sıra tartışmalar HDP ile CHP'nin derin ittifakı üzerine odaklanıyor.
Ancak küreselci odaklar tarafından yönetilen esas projenin farklı olduğunu görmek gerek.
Yarın öbür gün HDP modeli üzerine kurulu planlar tasfiye edilebilir.
Esas proje CHP'nin HDP'lileşmesidir!
Ve bu çerçevede çok yol kat edildi.
Cumhuriyetimizin 96. yılında söylemesi insanın ağırına gidiyor ama...
Sürekli "Cumhuriyetin kurucu partisiyiz" diyen bir siyasi kuruluşa "yıkıcı parti" olma görevi verilmiş gibi...
Aklı başında CHP'liler hâlâ kaldılarsa, derhal bu gidişata 'dur' deyip set çekmek için harekete geçmeliler.