Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HAŞMET BABAOĞLU

Ne oluyor? Ne olacak?

Bir daha yazayım...
Pandemiden bahsederken, bir tür "dünya savaşı" ortamından konuştuğumuzu bilmemiz gerek.
Olayı sadece sağlık sorunuymuş gibi gösterenlere kanmayın!
Savaştayız.
Dünya savaşında...
Öyle bir savaşta "hayat" nasıl durup ne kadar kıpırdarsa, şimdi de öyle...
İnsanlar nasıl yalandan iyiymiş gibi yaşamaya çalışıyorlarsa, şimdi de öyle...
Küresel finans oligarşisi büyük savaşlarda nasıl milletlere ve adalete boş verip kendi paçasını kurtarmaya çalışıyorsa, şimdi de aynı şeyi yapıyor...
Bir dünya savaşı nasıl devletleri canhıraş bir çabayla öz varlıklarını korumaya sevk ediyorsa, bugün birçok devlet aynı durumda...

***

Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz

Lakin vurgulamanın tam zamanıdır...
Türkiye devleti bu şerden büyük bir hayır çıkartmayı; bağımsızlık ve güç iradesi arayışını tamamlama yolunda ilerlemeyi beceriyor.
Minsk Grubu (Rusya, Fransa, ABD) durmadan bizden ayar yemesine rağmen Kafkas sahnesine açıkça çıkmaktan sakınıyorsa...
Ermenistan onu destekleyen dünyanın gözü önünde perişan oluyorsa...
Bunda pandemi ortamının ve bunu iyi değerlendiren "Türk devlet aklı"nın büyük payı var.
Bazı AB ülkeleri Türkiye'ye ambargo koymak için toplandığında Almanya, İtalya, İspanya, Macaristan "hoop, ne halt ediyorsunuz?" deyip veto ediyorsa, neden?
Çünkü böyle bir ortamda ne AB'si kalır, ne ortak çıkarlar zemini?
Türkiye'ye karşı cephe almak artık kolay değil!
Bu söylediklerim, elbette Türkiye'yi kuşatmak isteyen güçlerin bundan vazgeçeceği anlamına gelmiyor ama bu projeye sırtını yaslayanlar çok zorlanacaklar.

***

Ancak pandeminin arkasına saklanan "büyük sıfırlama" ve "yeni dünya düzeni" hesaplarını görmezden gelirsek büyük hata yaparız.
O yüzden vasata saplanıp kalmadan...
Kalıpları tekrar etmeden Kovid-19 salgınının getirip önümüze koyduğu meseleleri sorgulamayı sürdürmek zorundayız.
"Ne olacak?" sorusu önemli...
Fakat sorunun cevabı tıpkı virüsün niteliği gibi henüz çok muğlak. (Hiç utanmadan, sırf korkuyu sıcak tutacağım diye, virüs tanımını yerle bir edip 9 saat "yaşayan" bir varlık haline getiren DSÖ virologları falan var, malum!)
Yine de sormak gerek...
İnsan yaşamı baştan düzenleniyor.
Farkında mıyız?
Sanmam!
Belki şimdilik fark etmek istemiyoruz, korkuyor, zihnimizden uzaklaştırıyoruz ama nereye kadar?
Bu noktaya ilerdeki yazılarımda detaylı olarak değineceğim.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA