Dünyayla dalgalarını geçmeye devam ediyorlar...
Hatta hafiften küstahlaşıyorlar mı, ne?
Tatsız tabii...
Fakat anlaşılır bir hal.
Mesela Çin Komünist Partisi organı Global Times kalktı, "Batı, buna alışsa, iyi olur" dedi; "Vuhan'da daha çok kalabalık eğlence partileri, sosyal ve sportif etkinlikler göreceksiniz!"
Dördüncü kuşak sıkı tedbirlere hazırlanan Avrupalılar salgının başladığı Vuhan'dan gelen maskesiz, mesafesiz görüntülere gıcık oluyorlardı.
Cevap böyle geldi.
Üstelik Global Times yazarları şu tavsiyeyi de eklediler: "Salgından geçen nisanda kurtulan bizlere saldırgan bir tavırla yaklaşmak yerine tecrübemizden faydalanın."
Buyurun bakalım, yakabilirseniz, bir de burdan yakın!

***

Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz

Bilen biliyor...
Ama şu gerçeği yazmak, belki bilmeyenlerin moralini bozacak.
Yaklaşık bir buçuk milyar nüfusa sahip Çin'de şu ana kadar aşı olanların sayısı sadece bir buçuk milyon...
Çin, milyarlarca dolar gelir elde edeceği aşılarının faz çalışmalarını ülke dışında yaptırıyor.
"Çözüm aşıysa, Çin'de çoktan bu aşılar nüfusun üçte birine uygulanmış olmalıydı" diyen uzmanlar var. Nerede? Tabii ki, Çin'de değil, Çin dışındaki ülkelerde.

***

Malum, DSÖ'nün uzmanlarına Vuhan'a girme izni vermiyor Çin...
Tam "Ne oluyor, Çin'le Dünya Sağlık Örgütü'nün arası açılıyor mu?" diye sormaya başladığımız sırada...
Örgütün sözcüsü Margaret Harris çıktı ve dedi ki: "DSÖ, aşıların onay makamı değildir. Buna her ülkenin kendi yetkilileri karar verecek."
"Aşı konusuna bulaşmayacağız" demenin resmi dildeki ifadesidir bu.
Eh, zaten örgütün bütün yetkilileri bir aydır her fırsatta "Aşılar salgını bitirmez, hayal kurmayın" demeye başlamışlardı.

***

Sonuç?
Bu pirincin taşı öyle kolay kolay ayıklanacak gibi değil.
Zaten nasıl pişirirsen pişir lapa oluyor, pilav olacak gibi görünmüyor.

***

YERLİ DİZİ VE FİLMLER

Dijital platformlardaki dizi ve filmlere odaklanma yetimi kaybettim.
Ama yine de neler yapılıyor, neler anlatılıyor, görmek için özellikle yerli yapımlara bakıyorum.
Kolayca gönül çalmada çok becerikliler.
Ama "samimiyet" hissi giderek zayıflıyor.
Haluk Bilginer, Binnur Kaya gibi etkisi yüksek ve sevilen oyuncuların etinden, sütünden yararlanmalarına gelince...
Giderek lezzetsizleşiyor.
En iyisi bu akşam 2017 yapımı Masum'u izleyeyim.
Yeniler onu geçemeyecek, belli oldu.