Türkiye'nin en iyi haber sitesi
BAŞYAZI MEHMET BARLAS

Genelkurmay Başkanı siyasete yine yol gösterdi

Genelkurmay Başkanı Org. Başbuğ "Zafer Haftası Mesajı"nda iyi ki siyasetteki "Kürt Açılımı" tartışmalarına yol gösterici katkı sağlayacak görüşlerini de açıkladı.
Çünkü Türkiye'de siyasetin önemli sorunlarına ilişkin yol belirlemelerin seçilmiş siviller tarafından yapılamayacağına dayalı bir inanç vardır.
Celal Bayar'ın Başbakan olduktan sonra Atatürk'e "Yetkilerim ne" diye sorduğunda aldığı cevabı, bu sütunda kim bilir kaç kez yazdım.
-Elçileri ben tayin ederim, dış siyaset benim yetki alanımda... Valileri, polis müdürlerini ben belirlerim. Ordudaki tayin ve terfileri de ben yaparım, bunlara da karışma.
Her askeri müdahale ile zihinlere iyice kazınan bu "Yetki paylaşımı tablosu" en son 28 Şubat 1997 post modern müdahalesi ile devrilen seçilmişlerin önüne koyulmuştu.
Sivil seçilmişler yol, köprü yapabilir, piyasayı ve ekonomiyi düzenleyebilir, Hazine'yi içeride ve dışarıda borçlandırabilirlerdi.
Ama dış siyasette, eğitimde, güvenliğe ilişkin alanlarda işe karışmamaları kendileri açısından daha doğru olurdu.
Kıbrıs'a kalıcı ve adil bir çözüm bulmak, Güneydoğu'da Kürt Realitesi'ni bölücü terörden soyutlamak benzeri konularda, alışılmışın dışında bir siyaset izlemek gibi bir riski sivil seçilmişler herhalde göze alamamalıydılar.

Herkes haddini bilmeli

Böyle bir davranışa bir sivil seçilmiş iktidar teşebbüs etse bile, diğer siyasi kadrolar ve partiler buna izin veremezdi.
İşte son olarak iktidardaki partinin gündeme getirdiği "Kürt Açılımı"na muhalefetteki partilerin koydukları tepkiler ortada.
Ama artık muhalefet partileri sözcüleri dinlenmeye başlayabilirler.
Çünkü Org. Başbuğ "Kürt Açılımı"na ilişkin "Devlet"in tutumunu açıkladı. Bunları hatırlayalım:
"Türk Silahlı Kuvvetleri;
- Ulus-devlet ve üniter-devlet yapısına hiçbir gerekçeyle zarar verilmesini kabul edemez.
- Kültürel farklılıklara saygılıdır. Ancak kültürel farklılıkların siyasallaştırılmasını, başka bir ifadeyle siyasal temsil aracı olmasını, toplumsal siyasal kimlik unsuru haline getirilmesini, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası içinde mümkün göremez.
- Terör örgütü ve destekleyicileriyle ilişki kurulmasına yol açabilecek hiçbir faaliyet içinde bulunamaz.
- Demokrasinin sunduğu fırsat alanlarını kullananların, bireylerin en temel hakkı olan yaşam hakkını hedef alan terör faaliyetlerini hiçbir nedenle hoş görmelerini kabul edemez.
- Usul ve yöntem esası belirler, noktasından hareketle takip edilecek usul ve yöntemlerde özenli olunmasının gereğine inanır.
- Her konuyu tartışabilme özgürlüğünün, devletin varlığını riske sokacak, ülkeyi kutuplaşmaya, ayrışmaya ve çatışma ortamına sokacak konuları içermemesi gerektiğine inanır. "

Limitler belli

Evet... Mesela artık "Kültürel farkların siyasallaştırılması" mümkün görülemeyecektir.
Bakarsınız CHP bu açıklamaya dayanarak DTP'nin Güneydoğu illerinde aldığı oyları yok sayar.
Ama CHP ve MHP tek başlarına değiller ki.
AK Parti Grup Başkanvekili Bekir Bozdağ da, Genelkurmay Başkanı Org. Başbuğ'un açıklamalarını değerlendirirken "Burada Sayın Genelkurmay Başkanı'nın söylediği sözlerin hepsine biz de katılıyoruz. Kırmızı çizgileri zaten Anayasa koymuş" diye konuştu...
Aynı sözleri muhalefet söyleyince öfkelenen ama Genelkurmay Başkanı söyleyince "Biz de böyle düşünüyoruz" diyen bir iktidar örneği var önümüzde.
Bari köprü ve yol yapsalar.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA