Türkiye'nin en iyi haber sitesi
BAŞYAZI MEHMET BARLAS

Çakma İslamcılar, çakma demokratlar, çakma tarafsızlar...

Her dönemin kendine özgü "Yükselen değerler"i olduğu gibi bir de "Yükselen kavramlar"ı vardır.
İçinde bulunduğumuz dönemin gerçekten yükselen kavramı bana göre "Çakma" dır.
Bodrum'da bir plajdaydım.
Yakınımda güneşlenen iki hanım, bikinilerinin üzerine iliştirdikleri pareoları ile salına salına dolaşıp kendilerini çevreye göstermeye çalışan hemcinsleri hakkında dedikodu yapıyorlardı.
Aslında buna dedikodu demek belki yanlış olur.
Çetin Altan bir sohbetimizde "Dedikodu" yerine "Objektif karakter tahlili" demenin daha doğru olacağını ve böylece dedikoducuların daha az incineceklerini söylemişti.
Evet... İki kadın ortalarda dolaşan hemcinsleri hakkında objektif karakter tahlili yapıyorlardı.
Yaşı hayli ileride olan ama geçirdiği estetik ameliyatlarla derisi hâlâ gergin duran bir kadın geçti önlerinden... Şair Nedim'in söylediği "Nazın kızoğlankız nazı" türünden cilveler saçarak geçti bu bikinili kadın.
Objektif karakter tahlili yapan kadınlardan biri bu geçen ve geçkin kadına bakarak "Çakma Ajda Pekkan" diye laf attı.

Çakma İslamcı gazete
Yine Bodrum'da bir balıkçı kahvesindeydim.
Bodrum'un yerlileri kadar sadece yaz mevsiminde kendilerini buralı sayan "Çakma Bodrum'lular" da vardı kahvede.
Masaların üzerindeki gazeteler paylaşılarak okunmakta, çaylar yudumlanmaktaydı.
O güne kadar Anıtkabir'i ziyaret eden kitlelerin fotoğraflarının büyütüldüğü ve "Ata'nın izindeyiz" manşetinin her fırsatta kullanıldığı bir gazetede Kâbe'nin görüntüleri büyütülmüş ve "Peygamber'in izinde" başlığı atılmıştı.
Bu gazeteyi elinde tutan kişi masa arkadaşlarına döndü ve "Çakma İslamcı bir gazete okumak ister misiniz" diyerek onlara uzattı gazeteyi.

Yükselen kavram
Yazının başında da söylediğim gibi "Çakma" gerçekten bu dönemin yükselen kavramıdır.
Kendileri gibi düşünmeyen meslektaşlarını karalayan, susturan ve hatta hedef gösteren gazeteciler, bu dönemde "Çakma özgürlükçü" olmuşlardır.
Bugüne kadar her iktidarla iş çevirip kamu pastasından çeşitli paylar alanlar, bu iktidarla anlaşamayınca "Çakma tarafsız" kesilmişlerdir.
Asker siyasete müdahale etsin diye her fırsatta darbeye çanak tutanlar şimdi "Çakma demokrat" tır.
Yargının partileri kapatmasını, farklı düşünceleri susturmasını alkışlayanlar, aynı yargı kendilerini de dava kapsamına alınca "Yargı bağımsız değil" sloganları atarak "Çakma hukukçu" oluvermişlerdir.
Atatürk'ün her cümlesini doktriner bir ideolojinin kutsal mesajları olarak sunan "Çakma Atatürkçüler" önce Kürtlere sonra da Ermenilere dönük "Açılımlar" başlatılınca "Yurtta sulh cihanda sulh" ilkesini yok saymaya başlamışlardır.
Kısacası bu "Çakma" kavramı önce Çin'den gelen "Çakma marka"lı ürünler için kullanılmaya başlandı.
"Adidas"
ın adibas, "Nike"ın noke, "Puma" nın puna olmasını "çakma" kavramı ile ifade ettik.
Sonunda sosyo-politik yaşamımızın çakmaları için de kullanılır oldu bu kavram.
Kim bilir sizin karşılaştığınız ne kadar çok "çakma" olgu vardır.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA