Türkiye'nin en iyi haber sitesi
BAŞYAZI MEHMET BARLAS

Savaşa da barışa da seçilmişler mi karar verecek yani?

Başbakan Erdoğan'ın "Barış" a dönük çeşitli açılımları başlatarak ileri gittiğini zaten herkes biliyor.
Ne demek yani?
Bu ülkede iç ve dış barış olacaksa, bunu gerçekleştirmek seçilmiş siyasetçilere ve özellikle CHP dışındaki partilere mi düşer ki?
Ne demiş "Devlet Adamı" zamanında?
- Bu ülkeye komünizm gelecekse onu da biz getiririz!...
Hadi Erdoğan'ı anladık diyelim.
Haddini bilmiyor...
Bunca yıl "Kürt Sorunu" diye bir konuya kimse takılmamışken, o "Ben bu sorunu çözerim" diyerek kendini ortaya atıyor.
Peki ama bu Amerika'ya ne oluyor yani?
Ankara'daki ABD Büyükelçisi James Jeffrey'nin medya mensuplarıyla yaptığı sohbette söylediklerini duymadınız mı?
Gazeteciler sormuşlar:
- "ABD askerleri Irak'tan çekilmeden PKK tasfiye edilecek" diyebilir miyiz?

Ne biçim yaklaşım?

James Jeffrey de şu cevabı vermiş:
- Umarız ki bu konu bitecek. Biz çekilmeden önce Türkiye bu konuyu bitirecek. Askeri, siyasi, diplomatik çaba gösteriyoruz. Türkiye, Irak, ABD bu sorunu bitirmek için beraber çalışıyor. Bir an önce PKK tehdidini bitirmek istiyor. Ancak tek bir tarih yok. Ne kadar erken olursa o kadar iyi. "Şu tarihe kadar bu iş bitmeli" diyemiyoruz. Başarılı olamazsak alternatif siyaseti bugünden arayıp bulacağız.
Görüldüğü gibi Amerikalı diplomat, Başbakan Erdoğan'ın haddini bilmezliğini bile solda sıfır bırakacak sözler söylemiş.
Yani "Türkiye, Irak, ABD bu sorunu bitirmek için beraber çalışıyor. Bir an önce PKK tehdidini bitirmek istiyor" benzeri sözler ne anlama geliyor?
Amerika Türkiye'nin iç işlerine ne hakla karışabilir ki?
PKK bizim iç meselemiz değil mi?
Bunu istersek bitiririz, istersek bitirmeyiz.
1984'ten beri bir bildiğimiz vardı ki bitirmedik.
Amerika'nın bu konuda başımıza neler açtığını da biliyoruz.

Huzurumuz kaçtı

Abdullah Öcalan'ı Kenya'da yakalayıp bize teslim etmeselerdi, şimdi başımızda bir de "İmralı sorunu" olur muydu?
Güzel güzel Suriye'de otururdu.
Sanki görmüyor muyuz?
"Öcalan'ın yol haritası" tartışmalarından haberimiz yok mu yani?
Denizdeki balıkların denizi bilmemeleri gibi Türkiye'deki Amerikalı diplomatların Türkiye'yi bilmemeleri de dilimize girmesi gereken bir mecaz olmalı.
Bir sorunu konuşurken "Çözüm ne kadar erken olursa o kadar iyi" denir mi hiç burada?
"Ermeni Sorunu" veya "Kıbrıs Sorunu" için erken çözüm mü aradık biz?
"Avrupa Birliği üyelik sorunu" hiç olmazsa yarım yüzyıl geçmeden çözümlenebilir mi ki?

Duaları ile koruyorlar

Amerika da artık haddini bilmeli.
Ayrıca "Stratejik İttifak"la ilişkide oldukları ülkelerin iç siyasal dengelerine de özen göstermeli bu Amerikalılar.
"Rogers Planı"nı seçilmiş siviller mi kabul ettiler bu ülkede?
Neyse...
Ya sabır ya selamet...
Bereket bu ülkede seçilmişlerin ileri gidenlerine karşı seçilememişlerin ve atanmışların ileri gelenleri var...
Bizi onların "İnşallah başarısız olunur" duaları kötülüklere karşı koruyor.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA