Türkiye'nin en iyi haber sitesi
BAŞYAZI MEHMET BARLAS

Medyatik alzheimer cehaleti de unutturur mu?

Lise yıllarında edebiyat derslerinde okuduğumuz bazı yazılar hâlâ dilime takılıyor. Örneğin Yakup Kadri Karaosmanoğlu'nun "Erenlerin Bağı"ndan alıntılanmış bir şiirsel nesir vardı.
Şöyle başlıyordu:
''Yıllar yarlardan, yarlar yıllardan vefasız... Kara baht bir kasırga gibi... Bu ne baş döndürücü iş? Geceler günleri, günler geceleri, cefalar cefaları kolluyor. Saçlarımızda aklar akları, alnımızda çizgiler çizgileri doğuruyor..."
Önceki gün Milliyet'te Hasan Cemal'in "Bir Bekir Coşkun yazısı..." başlıklı makalesini okurken, "Gerçekten de yıllar yarlardan vefasızmış" dedim kendi kendime.
Şöyle girmişti yazısına Hasan Cemal:
"1991' in sonbaharı olmalı. Türkiye genel seçimlere gidiyor. İktidarda ANAP var, muhalefette DYP. Ana muhalefet lideri Demirel yükseliyor. Ben de Cumhuriyet'te Genel Yayın Yönetmeni'yim.
Seçim kampanyasının kızıştığı günler. Bir Rus helikopterinin içinde Demirel ve Cavit Çağlar'la birlikte Konya üzerinde uçuyoruz. Demirel, Uzan'lara ait Star televizyonundan memnun değil. Mehmet Barlas'ın her akşam ekranda yaptığı yorumlara fena halde bozuk. Star'ın sahibi Kemal Uzan'a helikopterden telefon ediyor. İktidara gelmek üzere olduğunu belirttikten sonra, (ki bir ay sonra Başbakan olacaktı Demirel) Barlas'ın yorumlarından hiç hoşlanmadığını münasip bir dille söylüyor Uzan'a..."

Bitmeyen bir süreçtir bu...

Hasan Cemal'in anlattıklarının bana yansıyan bölümüne gelince...
Demirel Başbakan olmuştu. Ben "Günün Yorumu"nu yapmak için stüdyoya giderken, Star'ın yöneticisi olan rahmetli Yekta Okur koluma girdi... Birlikte odasına gittik.
- Artık yorum yapmayacaksın... Sen Star'da yorum yaparsan, Demirel'le Uzan'ın arası açılır ve Uzanların işleri kötüye gidermiş, dedi.
Buna benzer durumları defalarca yaşadığım için şaşırmadım, güldüm.
1976'da da Milliyetçi Cephe Hükümeti döneminde Günaydın'da yazıyordum.
Bu koalisyon güvenoyu aldığı gün TRT'den istifa etmiş ve İstanbul'a dönüp Günaydın'da yazmaya başlamıştım.
Bir gün Günaydın'ın sahibi Haldun Simavi beni odasına çağırdı.
- Başbakan Demirel'i çok fazla eleştiriyorsun. Devletle başımı belaya sokacaksın. Babam Sedat Simavi de İsmet İnönü ile tutturmuştu. Onun da yazılarını koymazdım Hürriyet'e. Yazı yazmayı bırak, gazetede yönetici ol, dedi.
Ben de Günaydın'dan istifa etmiştim.

Soyadı kırımı mı?

Bu sahneyi 1997'nin 28 Şubat post-modern darbesi döneminde de yaşadım.
Benim Sabah'taki ve eşim Canan Barlas'ın Yeni Yüzyıl'daki yazılarımız aynı gün kesildi.
"Bunlar soyadı kırımı yapıyor"
diye gülmüştük aramızda.
O sırada TGRT'de televizyon haberlerinde yorum yapıyordum. TGRT'nin patronu Enver Ören, bir gün oğlu Mücahit'le odama geldi.
Ağlamaklı bir sesle "Sen TGRT'de yorum yapmaya devam edersen, Ankara'dakiler beni batıracaklarmış" dedi.
Ben de çok sevdiğim Enver Ören'in batmaması için TGRT'den istifa etmiştim.
Benim susturulmamı isteyen asker ve sivil 28 Şubatçıların kimler olduğunu da, rahmetli Kadir Has bir nevi günah çıkartarak anlatmıştı daha sonra bana. AK Parti iktidarı döneminde sahte olduğu mahkeme kararı ile kanıtlanan bir belge ile Sabah'a TMSF el koyduğu zamanki istifamı, 1971'in 12 Mart darbesinde Cumhuriyet'te işine ilk son verilenin ben olduğumu falan hatırladım.

Medyatik alzheimer

Sonra yine "Gerçekten yıllar yarlardan vefasızmış" dedim kendi kendime.
Dr. Adnan Çoban dün Star'daki yazısında "Alzheimer sinsi ilerleyen bir hastalıktır. Önce belli belirsiz bir unutkanlıkla başlar ve yıllar geçtikçe ağırlaşır. En önemli belirtisi unutkanlıktır" diye tanımlıyordu bu hastalığı. Yaşadığımız yılları unutsak acaba daha mı doğru olurdu?
Her çeşit çakmalar her gün hem kendi geçmişlerini sıfırlayarak hem de bulaştıkları kişilerin geçmişlerini sıfırlamaya çalışarak "Medyatik alzheimer"ı adeta bir erdemmiş gibi sunmuyorlar mı hepimize?

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA