Türkiye'nin en iyi haber sitesi
BAŞYAZI MEHMET BARLAS

Liderlerin grup konuşmalarına kapılmayın

Sonbaharın gelişiyle liderlerin esip gürledikleri partilerin grup toplantıları, her salı yine toplumsal yaşamımıza girmeye başladı
Bu konuşmaları izleyerek siyasetin bundan sonra izleyeceği yolu anlamaya çalışmak, galiba abesle iştigal etmek gibi bir şey.
Çünkü bu konuşmaları liderler kendi kadrolarını motive etmek, saflarını sıkılaştırmak için kullanıyorlar.
Neticede günlük yaşamda kimse böyle öfkeli ve tepkili üslupla konuşmaz.
Grup toplantısında öfkesine ve üslubuna sınır tanımayan liderlerin, televizyon oturumlarında veya özel yaşamlarında nasıl sakin, ölçülü ve güler yüzlü olduklarını hatırlayın, demek istediğimi anlarsınız.
Mesela Başbakan Erdoğan'ın kız tarafı olarak nikâh şahitliği yaptığı düğünde konuşurken, damat tarafına grup konuşmasındaki üslubu ile öfkesini yönelttiğini düşünebilir misiniz?
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli de, özel yaşamında ve bireysel ilişkilerinde sakin, nazik bir beyefendi.
Ama bir de onu MHP Grup toplantısındaki konuşmasında dinleyin.

Kılıçdaroğlu'nun öfkesi
Bu alanda CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da, kendine özgü bir farklı görünüm sergilemekte.
Örneğin dünkü CHP Grup toplantısındaki konuşmasını hatırlayalım.
Bu konuşmanın bir bölümünde şunları söyledi:
"- Tükettiğimiz elektrik enerjisinin yüzde 33'ünü doğalgazdan karşılıyoruz. Doğalgazın da yüzde 98'ini ithal ediyoruz. Büyük kısmı da Rusya'dan. Eğer siz kendi enerjinizi, elektriğinizi bir ülkeye bağlamışsanız, bir ülkeye kaderinizi bağlamışsınız demektir.
- Yarın diyelim ki Suriye'yle savaş çıktı, Rusya destek verdi. Rusya muslukları kapattı. Ne olacak o zaman? Devleti yönetecek kişilerin gelecekte Türkiye'nin çıkarlarını koruması lazım. Siz Türkiye'nin çıkarlarını birilerine peşkeş çekiyorsunuz. İhanete varan bir tezgâhla karşı karşıyayız."

Engerekli çıyan
Diyelim ki bu konuşmanın bir metni Putin'in önüne getirildi.
Herhalde Kılıçdaroğlu'na "Bunları aklıma getirdiğiniz için teşekkür ederim" diye mektup yazardı.
Düşünün ki Suriye ile sıcak bir gerginlik içinde bulunan Türkiye, Suriye'ye verdiği elektriği "Suriye halkı zor durumda kalmasın" diye kesmiyor.
Kılıçdaroğlu ise senaryosunda savaşı başlatmış ve Rusya'ya da doğalgaz musluklarını kapattırmış.
Kılıçdaroğlu konuşmasının devamında şunları da söylüyor.
"- Bu soygun düzenini Ahmed Arif çok iyi anlatır...
'Bunlar engerekler ve çıyanlardır/ Bunlar aşımıza ekmeğimize göz koyanlardır/ Bunları tanı, tanı da büyü.' Doğalgaz düşecek, sen zam yapacaksın. Senin engerekli çıyandan ne farkın var?"
"Engerekli" bir yılan türüdür. "Çıyan" ise uzun bedenli ve üzerinde birçok ayağı olan zehirli bir haşere türüdür. Ahmed Arif de bunu bilerek "Engerekler ve çıyanlar" demiş zaten.

Ciddiye almayın
Kılıçdaroğlu ise "Engerekli çıyan" diyerek herhalde zooloji âlemine bir katkıda bulunmayı amaçlamıyor. Veya yılanları haşere sınıfına sokarak onları aşağılamak gibi bir amacı da olamaz.
Tek amacı AK Parti'ye bir şeyler demek.
1950 seçim kampanyasında "İsmet Paşa asker kaçağıdır" diye konuşan Demokrat Partili "Hem paşa hem asker kaçağı diyorsun" eleştirisi yöneltenlere "Ne yapayım, İsmet Paşa'yı sevmiyorum işte" diye cevap vermiş ya. "Engerekli çıyan" da öyle bir şey herhalde.
Siz siz olun... Liderlerin grup konuşmalarını fazla ciddiye almayın.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA