Türkiye'nin en iyi haber sitesi
BAŞYAZI MEHMET BARLAS

Savaşın risklerini en fazla iktidardakiler hesaplar...

Stalin'in söylediği "Bir ölüm trajedidir, bir milyon ölüm ise istatistiktir" sözü, Suriye'de doğrulanıyor.
Suriyelilerin yaşadıkları trajedi, haberlere artık sadece istatistiklerle yansımakta.
Öldürülen on binlerce ve göç etmek zorunda kalan milyonlarca Suriyelinin trajedisine, dış dünya seyirci.
Çünkü her devletin kendince hesabı var...
Ve bazıları da Suriye'deki trajediyi görmezden gelip, Türkiye'nin bu olaya gereksiz yere tepki gösterip taraf olduğunu iddia etmiyorlar mı?
Bu "Bazılar"dan bir bölümü Türkiye ile Suriye arasında savaş ihtimalinin güçlendiğinden de söz etmekteler...
Oysa gerginlik Türkiye ile Suriye arasında değil, Beşşar Esad ve Baas rejimi ile Türkiye arasında.
Uluslararası hukuka göre "Meşru yönetim" olarak kabul edilenlerin bir anda kendi ülkelerinde "Sanık" ve hatta "Maktul" konumuna düştüklerini sanki hiç görmemiş gibi davrananlar var.

Armut çürük
Saddam'ı, Kaddafi'yi, Mübarek'i, Tunus'un Zeynel Abidin'ini unutmuş gibiyiz.
"Armut çürük olduktan sonra ha ağacın dalında durmuş, ha yere düşmüş ne fark eder" özdeyişi sanki hiç söylenmemiş gibi.
Ya da Suriye'nin sahne olduğu iç savaş, sanki sadece Türkiye'yi mi olumsuz etkiliyor?
Ürdün ve Lübnan'daki Suriyeli sığınmacıların sayısı Türkiye'dekilerden daha mı az? Bu iki ülkenin siyasi istikrarsızlıklarında, Suriye'de olup bitenlerin hiç mi katkısı yok?
Tabii ki savaştan kaçınmak ve savaş yerine diplomasinin yöntemlerini kullanmak aklın ve gerçeklerin gereğidir.
Başbakan Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Davutoğlu bunları bilmiyorlar mı ki?

Siyasi sorumluluk
Bir savaşın ekonomi ve siyasi istikrar alanlarında yapacağı tahribatı, iktidar sahiplerinden daha fazla kim hesap eder?
Ülkedeki tek akıllı ve hesaplı kesim "Aman savaştan kaçınalım" diye uyarıları yazıp, söyleyenler midir?
Savaşta gençlerin, barışta ise ihtiyarların öldüklerini en fazla bilenler askerler değil midir? Dünyanın hangi savaşı askerlerin zorlaması ile başlatılmıştır ki?
Genelkurmay'ın bir Suriye savaşının içereceği riskler konusunda Hükümet'i aydınlatmadığını düşünen var mı acaba?
Diyeceğim şu...
Türkiye'de kimsenin "Şam Fatihi" olmak gibi bir hevesi yok.
Hükümet Suriye'deki iç savaşın Türkiye'deki yansımalarını asgaride ve bahtsız Suriye halkına yapabileceği katkıyı azamide tutmaya çalışıyor.

Kıbrıs unutuldu mu?
Ayrıca "Haklı davamız" Kıbrıs'ta bile tek taraflı askeri müdahale yapılırken uluslararası camia ile uyum içinde olunmadığı takdirde, başımıza neler geldiğini gördük.
"Kıbrıs Fatihi" olmaya heveslenenlerin hesapsızlıkları Türkiye'ye ambargoları, siyasi ve ekonomik istikrarsızlıkları ve sonunda 12 Eylül askeri müdahalesini getirdi.
Sonuçta Kıbrıs Rumları AB üyesi, Türkiye ise hâlâ beklemede.
Kısacası "Ya savaşa girersek" diye endişelenmeyelim.
Türkiye'de siyasi sorumluk taşıyanlar en az sorumsuzlar kadar akıllı ve hesaplıdır.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA