Türkiye'nin en iyi haber sitesi
BAŞYAZI MEHMET BARLAS

Suriye krizi sanki sadece bizi mi etkiliyor?

Suriye'deki iç savaşın sadece Türkiye'yi ilgilendiren ve etkileyen bir kriz kaynağı olmadığını, artık görmeliyiz.
Bu krizin tüm Ortadoğu dengelerini ilgilendiren ve en az Türkiye kadar Lübnan'ın, Ürdün'ün, Irak'ın ve İran'ın da devrede olduğu, ayrıca Amerika ve Rusya'nın da bu krizde aktif taraflar olarak bulundukları bir süreci yansıttığını artık bilmeliyiz.
Suriye krizinin trajik yansımalarını tabii ki en fazla Suriye halkı yaşamakta.
Yılın ortasında Gaziantep'e gittiğimde bunu uzaktan olsa da hissetmiştim.
Ünlü restoranlardan birinin işletmecisi "Suriye'deki iç savaş başlamadan önce 1000 müşterimizden 600'ü Suriyeli olurdu. Şimdi bunlar yok artık" demişti.
Düşünün ki komşu Türkiye'ye "Turist" olarak gelen Suriyeliler şimdi bizim sınırımızı "Mülteci" konumunda geçiyorlar.
Otellerde kalmıyorlar, kamplarda barınıyorlar.

Akıl öğreten çok
Geride bıraktıkları evlerinin yıkılmış olması çok muhtemel. Geride kalan yakınlarının hayatta olup olmadıkları da bilinmiyor.
Suriye iç savaşı dolayısıyla Türk hükümetine içeride ve dışarıda akıl öğreten çok.
Bunlardan bazılarının Beşar Esad yerine Dışişleri Bakanı Davutoğlu'nu yerden yere vurduklarını da görmekteyiz.
Oysa şu andaki Lübnan'a ve bombalı saldırı eylemi sonunda Beyrut sokaklarının ne hale dönüştüğüne bakılsa, Suriye krizinin sadece Türkiye'yi etkileyen bir sorun olmadığı kolayca görülür.
Suriyeli ajanların parmağı olduğuna inanılan bombalı eylem sonunda hayatını kaybeden Lübnan istihbarat örgütünün başkanı General Wissam için düzenlenen cenaze törenine kendi babası da Suriye kaynaklı bir suikasta uğrayan eski Başbakan Saad Hariri ve taraftarları da katıldı.

Tek ülke biz değiliz
Cenaze töreninin ardından hükümet binasına yürümek isteyen bir grubu polis, havaya ateş açarak ve göz yaşartıcı gaz kullanarak dağıtmaya çalıştı.
Lübnan Cumhurbaşkanı Mişel Süleyman kendisine istifasını sunan Başbakan Necip Mikati'nin talebini geri çevirdi.
Bunlar Beyrut'un dününden sahneler.
Şu gerçeği hiç unutmayalım. Bölgedeki ve dünyadaki tek ülke Türkiye değildir.
Ayrıca tarih ve coğrafya Türkiye'yi Ortadoğu gerçekleriyle bir arada yaşamaya mahkûm etmiştir.
Başka bir açıdan bakıldığında Türkiye'nin bütün ulusal sorunları aynı zamanda uluslararası sorunlardır da.

Esad sonrası bilinmiyor
Şu anda Türkiye hem Amerika -İran -İsrail sarmalının, hem Irak'ı da parçalayan ve Suriye iç savaşının anahtarı olan Sünni- Şii çekişmesinin orta yerindedir.
Türk hükümeti bu zor denklemlerde doğrudan taraf olmamak ve Suriye iç savaşından kaçan mültecilere kucak açmak için çaba harcıyor.
Ayrıca Esad sonrası Suriye'nin ne tür gelişmelere gebe olacağı konusunda, kimse kesin bir öngörüde bulunamıyor.
Acaba Suriye'de Esad sonrasında da Saddam sonrasındaki Irak'ta yaşananlar mı yaşanacak?
Kısacası Suriye krizinin sadece bir Türkiye sorunu olduğunu iddia etmek ve bunu iç siyasetin bir aracı biçiminde değerlendirmek çok yanlıştır.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA