Türkiye'nin en iyi haber sitesi
BAŞYAZI MEHMET BARLAS

Halk sesini duyurunca kafa karışıklığı da bitiveriyor

"AK Parti iktidarına karşı olmak"la "Demokratik meşruiyet"e karşı olmayı birbirlerine karıştıran kesimin artık akıl çağına girmeyi düşünmelerinin zamanı gelmiştir, geçmektedir de... Çünkü bu kafa karışıklığı, bu kesimin sonunda gerçeklerden kopmalarına ve kendi ülkelerine ve halklarına düşman olmalarına kadar dayanabilir.
Sözünü ettiğim kafa karışıklığına son örnekler Türkiye'de "Ben de Şarliyim" diye gösteri yapanlardan da, Yunanistan'daki seçim sonucunu kendi zaferleriymiş gibi kutlayanlardan da verilebilir.
Bereket halk veya toplumun büyük çoğunluğu, bunlar gibi değil. Derin toplumda da bunların takılmış plak gibi söyledikleri "Kamplaşma" falan yok.

Süleyman Seyfi Öğün'ün gözlemi

Dün Yeni Şafak'taki köşesinde Süleyman Seyfi Öğün bu "Kamplaşma"nın dar bir kesimin gerçeklerden kopuk olmasına dayandığını anlatırken şu çok doğru gözlemi seslendirmişti:
"- Türkiye'nin batı sahillerindeki kentlerde; haydi mahalle, mahalle sayalım; Beşiktaş'ta, Kadıköy'de, Karşıyaka'da inşa edilen bir gerçeklik var. Siyaseti öznel taraflarından kavrayan; nesnelliğini ıskalayan bir gerçeklik bu... Esenler, Bayrampaşa, Güngören hakkında hiçbir bilgisi olmayan bir dünyadan bahsediyoruz. "
"- Nesnellikten kopuk bir öznelliktir kaçınılmaz olarak kutuplaşma doğuracak olan.
İç yakınlaşmalar dışarıda kocaman dünyalar bırakıyor. AK Parti düşmanlığı, onu uzun bir süre iktidarda tutan nesnel gerçekliğin ne olduğunu anlama konusunda muhalefeti körleştiriyor."

Kamplaşma dar kafaların meselesi
"- Benzeri durumlar kutuplaşmanın diğer tarafları için de geçerli. Ezcümle; Türkçüler bilmeli ki, Türkler kendileri gibi düşünmüyor.
Kürtçüler iyi bilmeli ki, Kürtler onların duyduklarını artık duymuyor. İslâmcılar iyi bilmeli ki, Müslümanlar onların istediği bir İslami hayatı istemiyor. Hayat akıyor.
Günlük hayat son sözü söylüyor."
Bu noktada bilmemiz gereken bir başka gerçek daha var.
Kamplaşma hastalığından etkilenmeyen geniş halk kitlelerinin sesi, ancak seçimden seçime duyuluyor. Kamuoyu araştırmalarına bakınca da, seçmenlerinin yüzde 75'inin 2002'den beri genel ve yerel seçimlerde ya da referandumlarda bir şekilde AK Parti'ye oy verdikleri görülüyor. Yani eski kitlesel merkez- sağ partilerin bugünkü devamı AK Parti... Bir başka deyişle AK Parti bu toplumun büyük çoğunluğunun eğilimlerini içinde barındırıyor.

Medya sermayesi akıllanmalı

Halk sesini ancak seçimden seçime duyurabilirken toplum gerçeklerinden kopuk biçimde kamplaşma üzerinden siyaset yapanlar, kendilerine yatkın medya aracılığı ile her gün seslerini duyuruyorlar. İçeride ve dışarıda bunlara kulak verenler de iki seçim arasındaki Türkiye gerçeğinin bunların yazıp söyledikleri gibi olduğu yanılgısına düşüyorlar.
Ve Türk halkı da "Ya sabır ya selamet" diyerek, seçimin gelmesini bekliyor.
Kendilerini "Kitle gazeteleri ve televizyonları" olarak sunan medya sermayesi patronlarının, birileri tarafından kitlenin ve neticede Türkiye'nin karşısındaki bir konuma sürüklendiklerini görmeleri gerekiyor...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA