Türkiye'nin en iyi haber sitesi
BAŞYAZI MEHMET BARLAS

Erdoğan ve Trump o kadar farklı kişiliklere sahipler ki

Bugün Beyaz Saray'da bir araya gelecek olan Türkiye Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile ABD Başkanı Donald Trump, birbirlerine hiç benzemeyen çok farklı iki siyasetçidir.

Erdoğan
Tayyip Erdoğan'ın ülkesini ilgilendiren durumlarda nasıl davranacağı bellidir.
Türkiye'nin çıkarları söz konusu olduğunda taviz vermeyen bir tutum sergilediğini defalarca gördük.
Türkiye'yi teslimiyetçi bir dış politikadan çıkardığı için, Avrupa ve Amerikan medyasında boy hedefi olduğu da biliniyor.
Ve en önemlisi de Erdoğan Trump'la görüşürken, arkasında Türk halkının desteğinin bulunduğu gerçeği unutulmamalıdır.

Trump
Donald Trump ise henüz ana çizgisi belirlenmemiş, bir dediği diğer dediği ile uymayan, anlık öfkelerle yanlış kararlara imza atabilecek bir portre sergilemektedir. Üstelik başkanlığını henüz herkese kabul ettirememiştir.
Kampanyada Çin'e öfke Rusya'ya sevgi seslendirmiş, seçildikten sonra ise Çin'le kucaklaşıp, Rusya ile mesafeli politika izlemiştir. Onun için ülkelerin demokrasi pratiğinin önemi yoktur. Nitekim Mısır'ın Sisi'sini övgülere boğmuş, ilk dış seyahatinde ise Suudi Arabistan'ı listesine almıştır.

İlk değerlendirme
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Beyaz Saray'daki görüşme öncesindeki değerlendirmeleri şöyle:
"- Şimdi de nihai görüşmeyi biz yapacağız. Ondan sonra da nihai kararımızı vereceğiz. Eğer stratejik müttefiksek ittifak içinde karar almamız lazım. İttifaka gölge düşecekse başımızın çaresine bakmamız lazım... Biz bu ittifakı Türkiye'nin aleyhine olacak yaklaşımlara boğduramayız. Bunu özellikle ifade etmem lazım."

Bu iş çok uzadı
"- Bu iş çok uzadı. Artık daha fazla uzatmaya tahammülümüz yok. Niye yok, bakın 3 milyon insan Türkiye'de. Eğitimden sağlığına her şeyi A'dan Z'ye bize ait. Biz ne zamana kadar bunu yapacağız. Aynı şey bir zamanlar Ürdün'de Filistinliler için oldu. Ürdün belli desteği aldı. Lübnan aynı durumda. Bugün belki yarına kadar bunu kaldırıyoruz. 25 milyar doları bulduk."

Ne biçim bir dostluk?
Kısacası Beyaz Saray'daki görüşmenin tek konusu ABD'nin YPG'yi silahlandırması olmayacak. Cumhurbaşkanı Türkiye'nin yakın geçmişte yaşadığı krizlerden ötürü, çok boyutlu değerlendirmeler yaparak Trump'la görüşecek. Tabii ki amaç Türk-ABD ittifakını sona erdirmek değil. Ama bu ittifakın taraflarının eşitliği artık kaçınılmaz bir gerçek.
Ve ABD'nin sade YPG'yi değil PKK'yı da, FETÖ'yü de kanatları altında tuttuğu ortada.

Efsaneler çökerken
Dünkü Akşam'da Kurtuluş Tayiz sade Erdoğan'ın değil hepimizin düşüncelerimize şekil veren tabloyu şöyle çizmişti:
- PKK'nın "Kürt hareketi", FETÖ'nün ise "Hizmet hareketi" efsanesinin çöküşü aynı döneme denk geldi. Bu gelişme, iki örgüt arasındaki bağlantıyı da gösteriyor. PKK'yı ortaya çıkaran, besleyen, geliştiren Türkiye'deki "Paralel devlet" gerçeğiydi. PKK, Paralel devletin çocuğuydu. "Paralel devlet"in arkasında devasa bir uluslararası gücün bulunduğunu ise daha yeni yeni öğreniyoruz. PKK, bu uluslararası gücün Ortadoğu'da kullanmak için ürettiği, geliştirdiği ciddi silahlı bir organizasyon. Bu örgütün sahipleri içeride değil, dışarıda!

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA