Türkiye'nin en iyi haber sitesi
BAŞYAZI MEHMET BARLAS

Darbecilik yetmezmiş gibi bir de FETÖ’cülük çıktı...

1997'nin 28 Şubat'ında olup bitenleri her hatırlayışımda "Keşke olanlar şubatın 29'unda sahnelenseydi ve o darbeyi dört yılda bir hatırlasaydık" diye düşünürüm.

Sabıkalılar var
Aslında 28 Şubat'ın özellikle medyadaki katılımcılarına bakarsanız, post-modern darbe hiç olmamış zannedersiniz. Bunlar mesela Türkiye'de basın özgürlüğü gibi konularda, kendilerini bugün de yetkili kalemler olarak görmüyorlar mı? 1997'deki 28 Şubat rezilliğinin failleri gerçekten teşhir edilebilselerdi, belki 2016'da da 15 Temmuz faciası olmazdı. Gezi kalkışmasının başlatıldığı gün sosyal medyadan "Halkım"diye başlayan ayaklanma çağrıları yapanların 28 Şubat sicilleri hatırlansaydı, halk bunları ciddiye alır mıydı?

Ders aldık mı?
Ne yazık ki darbelerden pek ders almadık. Ders almış olsaydık, dışarıdaki birileri ile içerideki birilerinin ayıplı ittifaklarına kuşaklar boyu göz yumar mıydık? Ancak şunu da dikkate alalım... Bundan böyle 15 Temmuz gecesi olanlar hep hatırlanacak. Tanklara karşı bedenleri ile karşı koyan kitleler, darbe heveslilerinin akıllarından çıkmayacak. Yani 15 Temmuz 2016 darbecilik geleneğinin ve postmodern İttihatçılığın sona erdiği tarih olabilir.

Onlar temizlediler
Darbeleri ve sonrasında da totaliter rejimleri yakın tarihte yaşamış olan Yunanistan ve İspanya gibi ülkeler şimdi sanki o dönemler hiç yaşanmamış gibi siyasi yaşamlarına devam ediyor. Çünkü o dönemlerin o ülkelerde izleri silindi. Bizim 27 Mayıs 1960 darbesi ertesinde ise 12 Mart 1971'de, 12 Eylül 1980'de ve 28 Şubat 1997'de üç darbe daha yapıldı... Siyasi varlığını özgürlükçü demokrasiye borçlu olan Demirel, 28 Şubat darbesinin pazarlamacısı olmadı mı? Yetmezmiş gibi 15 Temmuz 2016'da darbe girişimcileri kendi halklarına karşı askeri silahlarla ölüm yağdırmadılar mı?

Hastalık var
Bu 28 Şubat'ta da sosyo-politik yapımıza musallat olan darbecilik hastalığının kesin tedavisi için neler yapmamız gerektiğini enine boyuna araştırmalıyız. Ayrıca FETÖ'nün devletin ve toplumun kılcal damarlarına yerleşebildiği sosyolojik yapıda, mutlaka tedavisi gereken bir hastalık vardır.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA