Türkiye'nin en iyi haber sitesi
BAŞYAZI MEHMET BARLAS

Kötü günleri unutmazsak iyi günlerin değeri artar

Dün Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Putin'in konuşmalarını dinlerken, şu anda tanık olduğumuz sıcak ilişkilerin bir anda nasıl bozulabileceğini de düşündüm. Yani SU-24 tipi bir Rus savaş uçağının Türk F-16'ları tarafından düşürüldüğü 2015'in Kasımını hatırladım...

Her şey iptal ediliyor
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov'un Ankara ziyareti iptal edilirken, Rus vatandaşlarına Türkiye'ye gitmeme çağrısı yapılıyordu. Lavrov, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 15 Aralık için planlanan Rusya ziyaretini kastederek, "Hiçbir Türk ziyaretçiyi ağırlamayı düşünmüyoruz" derken, Başbakan Medvedev de Türkiye ile ortak projelerin iptal edilmesinden, hatta Türk şirketlerinin Rusya'daki pazar payını kaybedebileceğinden söz ediyordu.

Putin çok sertti
Putin ise basın toplantısında uçak krizinin ardından "Türkiye'nin mevcut lider kadrosuyla ilişkilerin geliştirilmesi ihtimalini görmediğini" söylemekteydi. Putin, "Uçağın düşürülmesinde bir başka ihtimal ya da üçüncü bir taraf olabilir mi" sorusu üzerine, "Türk hükümeti içinde ABD'ye yalakalık edenler varsa bilmiyorum" yanıtını verdi.

Ellerine ne geçti?
Rus lider "Ellerine ne geçti? Belki Suriye'den kaçıp gideceğimizi düşündüler ama Rusya öyle bir ülke değil" diye konuştu. Türkiye'nin uçağı düşürerek kendi çıkarlarına aykırı bir adım attığını vurgulayan Putin, Ankara'nın olayı Moskova'ya açıklamak yerine derhal NATO'dan yardım istemesine de şaşırdığını belirtti. "Suriye'deki varlığımızı genişlettik, hava operasyonlarımızın sayısını artırdık. Orada Rus füze savunma sistemi yoktu, şimdi S-400 var. Eskiden orada Türk uçakları uçuyor ve sürekli Suriye hava sahasını ihlal ediyorlardı, hadi şimdi uçsunlar" dedi.

Davutoğlu da sertti
Dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu ise AK Parti grup toplantısında Türkiye'nin Rusya'nın yaptırımları ile zora düşecek bir ülke olmadığını söylüyordu. Rusya'nın yaptırımlarını yadırgayıp çelişkili bulduklarını belirten Davutoğlu, "Gerekli görürsek biz de kendi yaptırımlarımızı devreye sokarız" demekteydi. Uçak düştükten sonra da Davutoğlu "Talimatı ben verdim" diyerek uçağın düşürülmesi konusunda konuşmuştu.

Unutmayalım
Evet... O günler tarih kadar uzakta kaldı. Bereket Cavit Çağlar gibi bir sorumlu insan devreye girdi ve Türk-Rus dostluğu eskisinden daha yoğun bir işbirliği ortamında devam etti. Şimdi hedef bu işbirliğini 100 milyar dolara ulaştırmak. Sonuçta kötü günleri hatırlamak iyi günlerin değerini artırıyor.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA