Türkiye'nin en iyi haber sitesi
BERCAN TUTAR

Körfez’de ABD ‘out’ Türkiye ‘in’

'Pivot Asia' kapsamında temel stratejisini Asya Pasifik'te Çin'e karşı oyun kurma ve mevzilenme olarak belirleyen ABD'nin Ortadoğu'dan çekilmesi, müttefiklerinin nezdinde oluşan güven/lik açığını daha da derinleştiriyor.
Bir bakıma Afganistan'daki Eşref Gani yönetiminin maruz kaldığı terk edilme sendromunun bir benzerini şu an ABD'nin Körfez'deki kadim müttefikleri yaşıyor.
Zira ABD Başkanı Joe Biden, 2008- 2016 yılları arasında Barack Obama'nın Suudileri ve İsrail'i sarsan stratejilerini yeniden devreye soktu.
Göreve gelir gelmez selefi Donald Trump'ın Riyad ve Tel Aviv eksenli Ortadoğu politikasını tersyüz eden Biden, yeniden İran ile nükleer müzakerelere oturma kararı aldı ve görüşmelerin 7'nci turuna 29 Kasım'da Viyana'da başlandı.
İran ile açılıma karşı çıkan İsrail'e mesafeli bir yaklaşımı devreye sokan Biden yönetimi, Suudileri ise Tahran ile uzlaşıya zorluyor. Yemen savaşında Riyad'a desteği kesen Biden, buna ek olarak İran'a karşı konuşlandırılan El Harj Hava Üssü'ndeki Patriot savunma sistemlerini de geri çekti. Hatta İran medyası, ABD'nin Arabistan'daki 20 bin askerini de çekeceğini ileri sürüyor.
ABD'ye kızan Suudilerin ilk hamlesi 24 Ağustos'ta Moskova'da Rusya ile askeri anlaşmaya imza atmak oldu. Ardından Biden'ın petrol arzını artırma talebini reddettiler. Son olarak da ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin'in kasım ayında Riyad'a yapacağı ziyareti iptal ettirdiler. ABD ise Suudilere 11 Eylül dosyası üzerinden baskı yapıyor.

***


ABD ile benzer bir gerginliği İsrail de yaşıyor. 20 Kasım'daki Manama Zirvesi'nde İsrail Ulusal Güvenlik Danışmanı Eval Hulata ile ABD'nin Ortadoğu Temsilcisi Brett McGurk, İran'a yaptırımları tartıştı. McGurk, "Yaptırımlar altında rejimin çökeceği gibi bir illüzyonumuz yok" diyerek Hulata'yı tersledi. İsrail'in tehditlerine pabuç bırakmayan Biden yönetimi tam da İsrail Savunma Bakanı Benny Gantz'ın Washington ziyareti öncesinde CIA'ya "İran nükleer silah peşinde değil" açıklamasını yaptırdı.
Hâsılı kelam ABD'nin bölgeden çekilmesi, İran ile yeniden masaya oturması ve İsrail ile ayrışması Körfez'de ve Ortadoğu'da gözlerin yeniden Türkiye ve Rusya'ya yönelmesine yol açıyor.
Bir bakıma Post-Afganistan sürecinden geçiyor Körfez bölgesi. Obama'dan sonra Biden doktrini de alarma yol açıyor. AUKUS ile Fransa'yı karşısına alan ve İsrail'in İran taleplerine kulak tıkayan ABD'nin Riyad, Kahire ve Abu Dabi'yi de Kâbil gibi kendi kaderine terk edeceği görülüyor.
Bu da ABD'ye endeksli ülkelerin stratejik tercih spektrumunu farklılaştırmasına neden oluyor. Nitekim ABD'nin yol açtığı beka kaygısı ve güven/lik açığı derinleşirken Türkiye'nin yıldızı Körfez'de yeniden parlamaya başladı.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA