Siz bu yazıyı okuduğunuz saatlerde, biz Paris'e doğru uçuyor olacağız. Aslında genel yayın yönetmenlerinin davet edildiği, İzmir'in EXPO 2020 üçüncü sunumuna, ben de genel yayın yönetmenimiz Erdal Şafak'ı temsilen katılıyorum. İzmir'in EXPO 2020 serüveninde, Paris'teki ilk sunumu da izlemiştim. EXPO sürecini iyi izleyen bir gazeteci olarak, İzmir'in EXPO 2020'yi düzenleme hakkını kazanacağına olan inancımı hiç yitirmedim. Elbette kaybetmek dünyanın sonu değil, ama şurası bir gerçek ki; Türkiye'nin en parlak kentlerinden İzmir için EXPO; fiziki anlamda tam bir yenilenme, değişim, dönüşüm süreci olacak.
Ayrıca EXPO'nun getirdiği turizm hareketliliği sayesinde, İzmir'in küresel bir şehir olma şansı yakalayacağını; tarihsel mirası, doğal güzellikleri, yetenekli, yaratıcı insan sermayesiyle, özellikle turizmde kendisine ciddi yol açacağını; kentin İstanbul'a ve yurtdışına verdiği değerli beyin göçünün, sonlanacağını adım gibi biliyorum.
EVRENSEL SÖZ
EXPO'yu 2020 yılında düzenleme hakkı kazanan bir İzmir'de, bazen hepimizi yıldıran, kısır çekişmelerin de ortadan kalkacağına inanıyorum. Çünkü büyük hedefler, insanları olduğu gibi, kentleri de değiştirip farklılaştırıyor. Dünyanın önünde evrensel bir söz verildiği için, kente hem yerel yönetimler tarafından, hem de en önemlisi hükümet tarafından yapılacak kamu yatırımları, hiçbir koşulda aksamayacaktır.
EXPO, aynı zamanda gerçek bir Türkiye projesi olduğu için, İzmir'in ve ülkemizin sürükleyici tüm aktörleri de, bu alanda başarı için birbiriyle kenetlenecektir. Bu güzel bir tablo; İzmir'in hak ettiği, kente yakışan bir görüntü.
Bu bakış açısı, elbette EXPO'yu kazanmak için, çok çalışmamız gerektiği gerçeğini hiç değiştirmiyor. Zaten çok çalışıldığına tanık oluyoruz. Önceki gün EXPO Yönlendirme ve Yürütme Kurulu Başkanlığını üstlenen Vali Cahit Kıraç'ın, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu ile birlikte düzenlediği basın toplantısında edindiğimiz izlenim de bu yönde oldu. Vali Cahit Kıraç başkanlığındaki Yürütme Kurulu üyelerinin, profesyonel kişi ve kurumların desteği alınarak yaptığı başarılı çalışmalar; Başkan Aziz Kocaoğlu'nun, EXPO'yu sahici noktadan sahiplenişi, belediyenin bu konuda üzerine düşenleri fazlasıyla yerine getirmesi, EXPO 2020 yolculuğunda her gün umudumuzu daha da çok artıyor. Aynı şekilde, bu umudu ve beklentiyi, kentini seven tüm İzmirliler paylaşıyor.
ÖRNEK DUYARLILIK
EXPO konusunda en büyük kaygım, konunun özellikle yerel seçim süreci öncesinde, elde olmadan 'siyasallaşması'ydı. İzmir Valisi Cahit Kıraç, bu konuda çok hassas davrandı. Hem hükümet cephesi, hem de CHP ve İzmirli yerel yönetim, çok duyarlı davrandı. EXPO, hiçbir zaman siyasal süreçlerin bir aracı haline gelmedi. Bu aslında Türkiye açısından da çok sevindiricidir. Örneğin Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay'ın, Birleşmiş Milletler nezdinde tanınan; saygın, genç bir isim olan CHP İstanbul Milletvekili Şafak Pavey'i, sunum için Paris'e davet etmesi, konuya nasıl bütün bakıldığının çok samimi göstergesi.
Bu noktada ayrıca Kültür ve Turizm Bakanı İzmir Milletvekili Ertuğrul Günay'a, İzmir'in bir teşekkür borcu olduğunu da düşünüyorum. Şafak Pavey gibi nitelikli, saygı uyandıran bir ismin de, sunum sırasında ciddi katkısının olacağını düşünüyorum.
Geçtiğimiz yıl Paris'te BIE Genel Sekreteri Loscartales ve Milano'da eski belediye başkanı Moratti ile yaptığım röportajlarda; EXPO sürecinde delegelere yönelik lobinin önemi dışında, bir başka başlık daha dikkatimi çekmişti. Biri EXPO'yu veren, diğeri ise EXPO'yu Milano için kazanan her iki isim de, lobi ile birlikte hazırlanacak 'adaylık dosyasının' önemine vurgu yapmıştı. Önceki gün yaptığı basın toplantısında, "EXPO için yürümüyor, koşuyoruz" diyen Vali Kıraç da; lobiyle birlikte en önemli konunun, 'adaylık dosyası' olduğunu vurguladı. İzmir'in bir yıl önceden bu algıyla hareket etmesi, doğru yolda olduğumuzun göstergesi. Güzel İzmir'imizin yolu açık olsun.... Paris izlenimlerimizi de yazacağız.
