Üç günlük dünya, Hakikaten de öyle.
Ondan sonrası yalan çünkü.
Üstat Necip Fazıl Kısakürek,
"Üç günlük dünya için gayret üstüne gayret,
ebedi bir yaşam için gayret yok hayret" demişti.

Üç gün dediğimiz dünya,
Dün,
Yani "geçmişimiz"
Bugün,
Yani "yaşadığımız an"
Ve yarın "geleceğimiz"den oluşur.
Dün bitti…
İyisi ile
Kötüsü ile
Yaşandı ve gitti.
Bugün,
Yaşanıyor.
Yarın
Henüz gelmedi,
Ne olacağını bilmiyoruz.
Yarın hakkında konuşmak gerçekçi değil.
Yarınlar belirsiz ve sınırsızdır çünkü.
Üç günlük dünya deyimi; Kimine göre,
"Aman sen de boş ver."
"Takma kafana her şeyi"
Yani bir boş vermişlik havası estirir,
Kimine göre ise tam tersidir.
"Artık kafana taksan iyi olur."
"Ömür sermayesi azaldı."
"Kendine çekidüzen ver artık."
Şeklinde bir uyarı olarak da algılanabilir…
Geçmişimizi bugüne taşıdığımızda,
Bugün yeni bir gün olmuyor ki...
Geçmişin yükünden kurtulamadığımızda da,
Her sabah yeni bir güne değil,
Düne uyanıyoruz…
Ama dün geçti.
Yarının ne getireceği ise belli değil.
Onun için bugünün, hatta an'ın kıymetini bilmeli.
Geçen her dakika, düne dahil oluyor çünkü.
Eskiyor ve bitiyor.
Sadece akılda kalıyor, o da kalıyorsa tabii...
Dayımın eşi,
Aynı zamanda
Kayınvalidem,
Çocuklarımın da
Anneannesiydi
Ben ona 'Naciye teyze' derdim.
Göz açıp kapayıncaya kadar
Gitti kadıncağız.
Oysa bana gelecekti.
Bir gün önce ben,
Dudaklarımdaki
Uyuşukluğun sebebini
Araştırıyordum.
MR'ı çektirdim,
Kafamın içinde bin bir soru…
"Acaba ne çıkacak"
"Sebep tümör olabilir miydi?"
Sorular, sorular, sorular...
Sabah İsmail'in ağlayan
Sesiyle kendime geldim.
Unuttum her şeyi.
Beynimin içindekileri de.
"Çivi çiviyi söker" demişler ya.
Ne kadar doğruymuş.
Trabzon'a doğru havalandık.
Kısa zamanda olup bitmişti her şey.
Teyzemi kargoya koydular.
Ertesi gün de musalla taşına.
Polis-adliye muhabiriyken,
Gördüklerimizden ders alırdık.
Yakalananların gözlerinden
Pişmanlık akardı.
Trafik kazası geçirenler ise,
"Keşke" derdi hep.
Ölen bir tanıdık ise,
Ve dargınsak eğer,
"Kuş gibi uçup gitti" derdik.
Sonra da,
Değer mi,
Bunca kavgaya…
"Üç günlük dünya" diyerek hayıflanırdık… Şu kısa ömürde,
Güzelliklerin kıymetini bilme zamanıdır şimdi…
Mesela,
Sarılmak istediğinize,
Sıkı sıkı sarılın…
'Seviyorum'
Demek istediğinizde ise
Hiç tereddüt etmeyin.
Korkmayın konuşmaktan.
Yürürken önünüze değil,
Gökyüzüne de bakın,
Nefes alırken şükretmeyi ve gülümsemeyi hiç unutmayın.
Mutlu olmak elimizde...