Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ERSİN RAMOĞLU (GÜNEY)

Hristiyan Kürt devleti kuracaklardı

Türkiye eski Türkiye değil… Hala anlamadılar mı?
Türkiye'ye dışarıdan telkin, hatta tehditle yön vermek mümkün değil artık!
Bunu anlamadınız mı?
Eski Türkiye yok çünkü!
ABD son kozunu oynadı!
Puşt, bize dolarla diz çöktürmek istedi.
Bu millet için dolar değil vatan önemli!
Vatansız dolar ne işe yarar?
Trump ABD'nin başına bela oldu!
Kimse dolara güvenmiyor artık!
Yakında her ülke kendi milli parasıyla ticaret yapar hale gelecek!
Karısına söz geçiremeyen biri var karşımızda.


***

Trump'ın danışman John Bolton'un "Brunson koşulsuz serbest kalırsa kriz hemen biter" sözü bir geri adım mı?
Hem bu ısrarlar bize papazın sıradan biri olmadığını gösterdi.
15 Temmuz işgal planının arkasında Amerika'nın olduğunu da.
Ayrıca papaz kanlı darbedeki ayak izidir.
Sarı Çıyanın bir sıkıntısı da budur işte.
Gülen'i puşt oldukları için bize teslim etmiyorlar.


***


15 Temmuz'da Türkiye'yi işgal etme girişimini ABD, FETÖ ile birlikte gerçekleştirdi.
Millete sökmedi o başka.
Sinsice hazırlanmışlardı.
Mesela İstanbul Konsolosluk çalışanı Metin Topuz FETÖ'cü idi.
ABD Adana konsolosluğu tercümanı Hamza Uluçay da… Hiçbiri tesadüf değildir bunların!
Uluçay'ın evinden bir dolarlar çıkmıştı.
PKK'lı bir teröristin, telefonla aradığı Uluçay'dan PKK ve FETÖ lehine provokatif eylemler yapılmasını istemesi rastlantı değildi.
İncirlik de darbenin merkezlerinden biriydi.
Brunson, Hristiyan hareketi başlatıp Hristiyan Kürt devleti kurmak için çalışıyordu.
Bir yanda Hristiyan Kürt devleti, Diğer yanda büyük İsrail.
ABD'nin hayali bu.
Amerika'nın, PKK/PYD'ye gönderdiği silahların atılacağı yerin koordinatlarını Brunson'ın misyoner ekibi veriyor.
Papaz boşuna tutuklanmadı yani.
Sarı şeytanın papaz ısrarı da boş değil.
Adam önemli biri.
Hem de çok önemli!


***

Bugün de bayram!
Gurbetteyiz ya!
Yüreğimizi yakan hasret var ya!
Yitirdiğim anamın babamın hasreti!
Hırçın Karadeniz'imin özlemi...
Çay kokulu memleketimin havası.
Ama önce anam.
Sonra da babam.
Orada olsam yosun kokusuna karışmış taze çay kokusunu içime çekmeye doyamam… Hele de çocukluğumun geçtiği sarı boyalı evimizin bahçesinde.
Alıp başımı gidesim geldi be!
Gürültüden, Çukurova'nın sarı sıcağından uzaklaşmak için memleket limanına sığınmak istedim şimdi.
Hangimiz böyle yapmak istemez ki!
Yaşımız kaç olursa olsun birer ana kuzusu değil miyiz!
Anamın dudağının titremesi bile yeterdi kimyamın bozulmasına.
Anne annemin ölümüne çok ağlamıştı anacığım.
Yürek titreten buğulu sesi hala kulaklarımda.
Öyle içli, öyle hüzünlü ağlardı ki… Duyanlar gözyaşına boğulurdu.
Anne annem 7 çocuğuyla genç yaşta dul kalmıştı.
Çocuklarını yokluk içinde kurda kuşa yem etmeden büyütmüştü.
Fedakâr bir anaydı.
Anam gibi.


***

Anamı tarlada, ahırda anasına ağlarken yakalardım bazen.
'Yapma anne' derdim.
Kızarmış, ıslak gözleriyle bakar 'Yok bi şey oğlum' derdi.
Şimdi çalışma odamda tam karşımda güzel büyük bir resmi var.
Her gün bana bakıp güler tatlı anam.
Ben de ona bakıp bakıp iç geçiririm.
Bizim için verdiği mücadele gelir aklıma… Erken kalkması, ineklerini beslemesi, kahvaltımızı hazırlaması, ardından tarla işleri.
Çamaşırını ev temizliğini saymadım daha.
Yaptığı o leziz yemeklerini de… Tek kişiydi… Nasıl yeterdi her şeye… Böyle bir ana hatırlanmaz mı?
Böyle bir ana sevilmez mi?
Her ana fedakardır.
Ama Karadeniz anası bir başkadır.
Tenzile ananın oğluna o mağrur bakışı, Reis'in de anacığına doyamayan hali unutulur mu hiç?
Dün anamı yazdım ya.
Baktım ki okurlarım da anacı.
Onların da gözleri nemlenmiş… Kimi mail attı, kimi telefon açtı.
Ağlayabilen güzel insandır dostlar.
İyi ki varsınız be!

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA