Tarih 28.04.2009... Yani dün. Öğlen saatlerinde İstanbul'un en lüks restoranlarından birinde Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım, Beşiktaş Başkanı Yıldırım Demirören ve federasyon yöneticisi Levent Kızıl yemek yiyorlar. "Ne var bunda? Afiyet olsun" diyebilirdik.
Ama bu yemek sporda barışı, asayişi provoke edebilecek bir potansiyele sahip. Niye mi? Pazar gecesi Beşiktaş-Fenerbahçe maçı var. Beşiktaş için şampiyonluk yolunda son derece kritik bir karşılaşma. Ligde hiçbir beklentisi kalmamış Fenerbahçe ise varını yoğunu kupaya saklıyor. Hangi kupaya? Beşiktaş'la final oynayacakları Türkiye Kupası'na. Yani Fenerbahçe Pazar geceki maçı kaybetse aslında kaybedeceği sadece 3 puan. Şimdi "Türkiye'de herkes bu işi farklı yorumlar mı, yorumlamaz mı?" diye düşünmek lazım. Milletin ağzı torba değil ki, büzesiniz. Üstelik yıllardır medyada o kadar çirkin, o kadar etik dışı, o kadar gayrimeşru işlere şahit olan Türk insanı için böyle şeyleri aklına getirmek için son derece sıradan.

MAÇ ÖNCESİ ZORUNUZ NEYDİ
Bugün milyonlarca futbolsever şunu düşünmez mi? "Her iki kulüp başkanı anlaştılar. Fenerbahçe ligde Beşiktaş'a yenilecek. Beşiktaş'ta buna karşılık Türkiye Kupası'nı Fenerbahçe'ye verecek." Bu doğrudur veya yanlıştır. Böyle bir şeyde hükme varmak mümkün değil. Ama ey başkanlar; arkadaşlığınız mı kabardı ki, hayati maçtan 3-4 gün önce milletin gözüne sokarcasına yemek yiyorsunuz?
Yukarıda belirttiğim skorlar gerçekleştiğinde ve futbolun tamamen doğal nizamında olsa bile milyonlarca sporseverin aklına ahlaksız bir anlaşma gelmeyecek mi? Zorunuz neydi arkadaşlar? Bu yemeği yemek zorunda mıydınız?