Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ENGELSİZ EKONOMİ CEMALETTİN GÜRSOY

“Maskeli soyguncu”lar

Engelli okurlarımdan sayısız telefon, faks ve e-mail alıyorum. Ortak dertleri bürokratik engeller. Şikâyetlerinde haklılar…

Peki özürlünün bürokratik engelleri aşamamasının tek suçlusu devlet mi? Değil elbette. Dolayısıyla iğneyi kendimize batırmanın zamanı çoktan geldi. Çünkü asli görevini unutup rant ve etiket peşinde koşan "hak arayıcısı" bazı derneklerin rolü çok büyük. Maalesef bu dernekler vasıtasıyla köşe başlarında "engellilere yardım" adı altında ağlamaklı sesle gazete santtıranlardan, hafta sonları sokaklarda "kör taklidi" yaparak şarkı söyleyerek elindeki plastik tasla dilenenlerden tutun evlerimize kadar gelip türlü numaralarla yardım toplatanlar var. Daha fazla detaya girmiyorum. Çünkü "sağlam sakat" kılığına girip, sakat duygu tacirliği yapıp, cebini doldurma yarışında o kadar yanlışlar var ki… Hangisini sayayım.

Az sonra anlatacaklarımı çok kez işledim. Ama değişen fazla birşey olmayınca tekrar etmek kaçınılmaz oldu. Aslında Mümin Sekman'ın güzel eseri "Her Şey Seninle Başlar" kitabı benim ne demek istediğimi çok güzel özetliyor. Bir anekdotla anlatayım da kararınızı öyle verin…

Kişisel gelişim kitaplarında sıklıkla anlatılan bir "pire deneyi" vardır. Bilimadamları, pirelerin farklı yükseklikte zıplayabildiğini görür. Birkaçını toplayıp 30 cm yüksekliğindeki bir cam fanusun içine koyar. Zemin kısık ateşte ısıtılır. Sıcaktan rahatsız olan pireler, zıplayarak kaçmaya çalışır. Ama kafalarını tavandaki cama çarparak düşerler. Pireler camın ne olduğunu bilmediklerinden, kendilerini neyin engellediğini anlamakta zorluk çeker. Defalarca kafalarını cama vuran pireler, sonunda 30 cm'den fazla zıpla(ya)mamayı öğrenir.

Pirelerin 30 cm zıpladığı görülünce, deneyin ikinci aşamasına geçilir. Cam tavan kaldırılır. Zemin biraz daha fazla ateşle tekrar ısıtılır. Aşırı sıcağa rağmen tüm pireler yine 30 cm zıplar! Üzerlerinde cam engel de yoktur. Daha yükseğe zıplama imkânları vardır ama buna cesaret edemezler. Kafalarını cama vura vura öğrendikleri sınırlayıcı "hayat dersi"ne sadık halde yaşarlar. Pirelerin kaçma fırsatı vardır! Kaçmazlar!!! Çünkü kaçamamak zihinlerine işlemiştir.

Şimdi, "Bizimle pirelerin hayatı arasında ne gibi benzerlikler var?" diyebilirsiniz. Anlatalım…
Maalesef çoğu insanın gözü başarıya ve sonuca odaklanınca önünü görebilmesi için geriye tek gözü kalıyor! Tabii bu şartlar altında, pirelerin yaşadığından çok farklı bir yaşam sürdürmemiz de imkânsız oluyor.

Çünkü, bizler de kafamızı "cam tavana vura vura" korkudan başarı adımlarımızı atamaz hale getiriliyoruz. Gelin başarıya giden yolda engelleri aşmak için, hep birlikte fanusun içinden zıplayıp "cam tavan"ımızı kıralım. Medine dilencisi gibi görülmekten kurtulalım. Engelliyi kullananlara fırsat vermeyelim.

"Maskeli soyguncu"lara "Dur!" diyelim. Bakın neler değişecek, neler!

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA