Türkiye'nin en iyi haber sitesi
EMRE AKÖZ

Kutsala yolculuk

Çoğunlukla İstanbul'daki sergilerden söz ediyoruz. İşin içinde İstanbul yine olsa da, bu kez Gaziantep'e uzanacağız.
Gaziantep ve İstanbul Büyükşehir Belediyeleri işbirliği yaparak, Osmanlı döneminde Hac yolculuğunu anlatan Haremeyn: Mukaddese Yolculuk adlı bir sergi açıyor. 13 Kasım günü Gaziantep Sanat Merkezi'nde açılacak sergi, 30 Kasım'a kadar gezilebilecek.
Küratörlüğünü Erkan Doğanay'ın yaptığı sergide, Kabe örtüsü, yazma eserler, haritalar, kartpostallar, beratlar, fotoğraflar, çeşitli objelerin yanı sıra, Hz. Peygamberin sakalı (Sakal-ı Şerif) de yer alacak.


Ressam Stefano Ussi, bütün ihtişamıyla Haremeyn yoluna koyulan Sürre Alayını böyle resmetmişti.

Şimdi Hacca uçakla gidilmesi gençleri aldatmasın. İslam'ın beş şartından biri olarak çıkılan mukaddese yolculuk gayet zahmetli ve tehlikeli bir olaydı eskiden. Hatta devlet için bile bir meseleydi.
Aynı zamanda Halife olan Osmanlı Padişahları, güçlerini göstermek ve itibarlarını korumak için her yıl Haremeyn'e (yani Mekke ve Medine'ye) yüklü miktarda para ve hediyeler gönderirdi.
Hediyeleri taşıyan kafileye Sürre Alayı denirdi. Sürre Alayı'yla son vedalaşma, bugün bir Marmararay istasyonu olan Ayrılık Çeşmesi'nde yapılırdı.
Ancak bu kara rotası 1863'e kadar izlendi. O yıl alay Hatay Payas'ta eşkıya saldırısına uğradı. Sürre gasp edildi.
Güvenlik tam sağlanamayınca, 1864'ten itibaren Sürre Alayı kutsal topraklara Beşiktaş'tan kalkan vapurla gitmeye başladı.
İstanbullulardan sonra Gaziantepliler de sergi sayesinde acı-tatlı hikayelerle dolu bu yolculuğun bir kısmına şahit olacak.
Not: Kafilenin en önünde Sürre Devesi denilen dişi bir deve bulunurdu. Havutçular (deve semeri ustaları) bu deveyi altın, gümüş, deri, ipek gibi değerli malzemelerle çok gösterişli biçimde süslerdi.
Aşırı derecede süslenip püslenmiş, takmış takıştırmış kadınlara söylenen "Sürre devesi gibi..." lafı oradan kalmadır.

***

Kadıköy'de motorize işkence var

Türkiye'nin temel sorunlarından biri, "ne" yapıldığı değil, "nasıl" yapıldığıdır. İşte size trafikten bir örnek: Konya'dan döndüm ki Kadıköy trafiği felç olmuş. Otobüslerin, vapurların, motorların, metronun olduğu merkeze ne giriliyor, ne çıkılıyor... Meğer Moda'yı, Bahariye'yi Kızıltoprak'a bağlayan köprüyü belediye 1 Kasım günü yıkmış.
Olabilir. Madem köprü ömrünü doldurdu, tabii ki yıkılacak ve yenisi yapılacak. Bundan normal ne var? Sorun "nasıl" yapıldığında...
20-30 metrelik o küçük köprünün ne kadar önemli olduğunu Fenerbahçe Stadı yüzünden biliyoruz. "Okullar olmasa maarifi ne güzel yönetirdim" diyen Osmanlı nazırının izindeki Emniyet, maç olduğunda köprüyü araç trafiğine kapatıyor ve Kadıköy bloke oluyor.
Madem köprünün önemi biliniyor, tedbir alınır değil mi? Kimi yollar kapatılır. Bazılarında trafiğin akışı değiştirilir. Ve yapılanlar vatandaşlara bildirilir.
Meğer bu kadarcık medeniyet dahi bize fazlaymış. Trafiği akıtacak tedbir alınmadığı gibi, kritik noktalara trafikçi de dikilmiyor.
Hadi bizi umursamıyorlar... Onu anladık da, ailelerinden veya arkadaşlarından hiç uyaran olmuyor mu bunları? "Kayınço, trafiğin canına okudun" demiyorlar mı?

***

Dikkat magazin!

Bir okurumuz demiş ki "Ben bu soruların cevabını nereden bileyim." Çok basit: Bütün sorular son bir haftalık Günaydın ilavesinden. Tararsan Günaydın'ı, bulursun cevapları... Hadi bakalım:
Ünlü yönetmen Osman Sınav, TRT1'de yayınlanan Yalaza adlı dizinin yıldızı Didem Balçın'ı yabancı bir oyuncuya benzetiyormuş. Sınav, Didem Balçın'a ne diyormuş?
a) Didem Kapoor b) Didem Blanchett c) Didem Messi d) Didem Bellucci
Cengiz Kurtoğlu'nun pop şarkıcısı oğlu Aydın Kurtoğlu yeni klibini nerede çekmek istiyor?
a) Aydın'da b) Kurtköy'de c) Taumata whakatangi hangakoauau o tamatea turi pukakapiki maunga horo nuku pokai whenua kitanatahu'da. (Yeni Zelanda) d) Japonya'da
Diriliş: Ertuğrul dizisinin başrol oyuncusu Engin Altan Düzyatan, komedyen Şahan Gökbakar'ın komşusuymuş. Geçenlerde Gökbakar kendi yaptığı çöreklerden göndermiş. Peki ya Düzyatan tabağı iade ederken içine ne koymuş?
a) Eşinin mayaladığı yoğurdu b) Divan'dan aldığı çikolataları c) Kendi yoğurduğu cevapçiçi'leri d) Oltasıyla tuttuğu istavritleri
Ne, bunu da mı yaptılar? Türk burjuvaları yine ne yapmış dersiniz?
a) Türk Eğitim Vakfı etkinliğinde, çocuklara hayata erken atılıp piyasada pişmenin önemini anlattılar. b) Lösemili Çocuklar Vakfı gecesinde birbirlerine doktor-hasta fıkraları anlatıp anlatıp güldüler. c) Caz Festivali açılışında Dave Brubeck bestesi Blue Rondo à la Turk ile göbek attılar. d) Doğal Hayatı Koruma Vakfı balosuna kürklerini giyerek gittiler.

Cevaplar: D'leri dost edindim.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA